20 Nisan 2016’da Pakistan Genelkurmay Başkanı General Rahil Şerif, ülkede “sınır boyunca sorumluluk” hissiyatına gerek olduğunu söyledi ve ertesi gün medyada çıkan mali yolsuzluk haberleri nedeniyle altı askeri subayı emekliliğe sevk etti. 22 Nisan 2016 günü de Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, ulusa sesleniş programında hakkında çıkan yolsuzluk iddialarını şiddetle kınadı ve şayet mahkemece suçu kanıtlanırsa, istifa etmeye hazır olduğunu açıkladı.

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Müslümanlara açıkça şunu vurgular ki, haklarındaki suçlamaların aksi ispat edilse de Rahil ve Navaz rejimi zalimdir ve Pakistan’daki yolsuzluğun elebaşlarıdır. Yolsuzluk, yalnızca mali konularla sınırlı değildir. Aksine en büyük yolsuzluk, ilahi vahyi terk etmektir. Müslüman olduğunu iddia eden Rahil ve Navaz rejimi, ilahi vahyi yasamanın kaynağı olarak görmemekte, bunun yerine ya Amerika’nın talimatları ya da kendi arzu ve isteklerine göre yönetmektedir. Bu insan yapımı yasalar, yolsuzluk, mali kriz ve diğer tüm pisliklerin anasıdır.

Buna göre soruyoruz: Allah ve Rasûlü’ne iman ettiğini iddia edenlerin, İslam cevaz vermediği halde faiz ekonomisini benimsemeleri, her türlü vergi almaları ve kamu kaynaklarını özelleştirmeleri yolsuzluk değil midir? Mümin olduğunu iddia eden hain yöneticilerin, Amerika’nın Afganistan’ı işgaline yardımcı olmaları, halen Amerika’nın işgalini perçinlemeleri, Durand Hattı boyunca ABD işgaline karşı savaşan tüm mücahitleri terörist ilan ederek öldürmeleri yolsuzluk değil midir? Müslüman olduğunu iddia eden ve nükleer füzelerle donatılmış Pakistan silahlı kuvvetlerinin, Keşmirli Müslümanları ve Filistin’i Hindu ve Yahudilerin zulmünden kurtarmak için seferber olmamaları, bunun yerine sömürgecilerin çıkarlarını korumak için BM bayrağı altında dünyanın her köşesine Pakistan askerlerini göndermeleri yolsuzluk değil midir? Allah ve Rasûlü’ne iman ettiğini iddia edenlerin, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret edilmesine yol veren Amerika, İngiltere, Fransa ve diğer ülkeleri dost ve müttefik edinmeleri, onlardan onur madalyası almaları ve övgüye layık olmaları yolsuzluk değil midir? Allah ve Rasûlü’ne iman ettiğini iddia edenlerin, Pakistan’ı laikleştirmek ve İslam’a davet eden sesleri kısmak için çıkarılan Amerikan Ulusal Eylem Planı’nı uygulamak amacıyla her türlü çabayı sarf etmeleri yolsuzluk değil midir? Allah ve Rasûlü’ne iman iddiasında bulunanların, İslam, cihat, İslam tarihi ve Müslüman kahramanlar gibi referansları Amerikan baskıları uyarınca ders kitaplarından silmeleri ve dolayısıyla gelecek nesillerin İslam ve şanlı tarih bilincini yok etmeleri, böylece onları Amerika önünde uysal koyun haline getirmeleri yolsuzluk değil midir? Tüm bunlar olası yolsuzluklardır. Çünkü demokrasi, Kuran ve Sünneti reddetmek ve küfür yasaları yapmak için Rahil-Navaz rejimine tam yetki vermektedir.

Gerçekten de Panama Belgeleri açıkça kanıtlamıştır ki demokrasi, yöneticilere yasalar yapma izni vermektedir. Öyle ki bu yasalar aracılığıyla haksız yollarla edinilen gizli paralarını off-shore şirketlerine aktararak vergi kaçırıyorlar. Rahil-Navaz rejimi, mali yolsuzluğa ışık tutmak veya masum olduklarını kanıtlamak için çenelerini yırtıyorlar. Böylelikle de İslam’a, ümmete ve Pakistan’a olan ihanetlerinden insanların dikkatini saptırıyorlar. Rahil-Navaz rejimi, ne mali yolsuzluğu ne de siyasi, askeri, dış politika ve eğitimle ilgili diğer her türlü yolsuzluğu ortadan kaldırmak için asla gerekli adımı atmayacaktır. Bu yolsuzlukların tek cevabı, Nübüvvet metodu üzere Hilafettir. Bu nedenle demokrasi ortadan kaldırılmadıkça ve Nübüvvet metodu Hilafet kurulmadıkça Rahil-Navaz rejiminin açıklamaları içi boş nafile sözlerdir ve Müslümanların gözlerini boyama girişimlerinden başka bir şey değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَآ أنزَلَ ٱللَّهُ فَأُوْلَـٰئِكَ هُمُ ٱلظَّالِمُونَ  “Kim Allah’ın indirdikleriyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendisidir.” ^{[Maide 45]}