Burhan Wani’nin şehit edilmesinin üzerinden tam bir yıl geçmiştir. 8 Temmuz 2016 Cuma günü Hint güçleri, cesur ve genç kurtuluş savaşçısı Burhan Wani’yi şehit ettiler. İşgal altındaki Keşmir’de protesto ve grevlerin patlak vermesinin ardından baskıcı Hint güçleri, 53 gün süreyle sokağa çıkma yasağı ilan etmek zorunda kalmışlardı. Huzursuzluğu bastırmak için sakat ve kör edici Pellet mermileri kullansalar da Müslümanların işgalci Hint devletinden kurtuluş arzusunu dumura uğramamışlar, aksine kurtuluş arzusu, 1990 yılında gerçekleşen silahlı ayaklanmadan beri en yüksek seviyeye ulaşmıştı. (Kaşmir banayga Pakistan) “Keşmir Pakistan’ın olacak” arzusunun bir dışa vurumu olarak her protesto ve cenaze merasimi Pakistan bayrakları ile donatılmıştı. Kurtuluş ve Pakistan’a ilhak arzusu o kadar zirve yapmıştı ki Hint dış istihbarat teşkilatı eski başkanı A.S. Dulat, Kasım 2016 yılında “Keşmir böyle kasvetli bir görünüme sahip olmamıştı.”demek zorunda kalmıştı.

Böyle olumlu bir atmosferde eğer Pakistan samimi liderlik tarafından yönetilmiş olsaydı, işgal altındaki Keşmir’de mazlum Müslümanların kurtuluşu için hemen Pakistan silahlı kuvvetlerine cihat seferberliği emrini verirdi. Ancak Pakistan’ın mevcut siyasi ve askeri liderliği, efendisi ABD’nin emri doğrultusunda işgal altındaki Keşmir Müslümanlarına karşı gözlerini kapattı. İşgal altındaki Keşmir’de Müslüman kardeşlerimize yönelik Hindistan’ın zulüm dalgaları tavan yaparken Bajwa-Navaz rejimi, salt kınamak ve sözde uluslararası toplumu göreve davet etmekle yetindi. Hindistan, Kontrol ve Çalışma Sınır Hattını ateş ve bombardıman yağmuruna tutarken, sivil ve askerlerimizi şehit ederken, omurgasız Bajwa-Navaz rejimi, korkakça “itidal” politikasını sürdürmektedir. Amerika’nın destek ve onayı ile Hindistan, Afgan topraklarını kullanarak Kulbushan Jadhav şebekesi aracılığıyla Pakistan genelinde patlamalar düzenlerken, Bajwa-Navaz rejimi, aynı Amerika’dan Pakistan ile Hindistan arasında arabuluculuk yapmasını istemektedir! Amerikan Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile yaptığı basın toplantısında, Pakistan’a tehditler savururken, Bajwa-Navaz rejimi, sadece üzüntülerini dile getirmiştir. ABD ve Hindistan’ın Afganistan’daki varlığını meydan okuyan aşiret direnişine karşı korumak için “çok fazla şey” yaptığını göstermek maksadıyla Bajwa-Navaz rejimi, Amerikan siyasi heyeti için aşiret bölgelerine bir tur düzenlemiştir. 

Ey Pakistan silahlı kuvvetlerinin samimi subayları!

İşgal altındaki Keşmir’de bugün durum dayanılmaz bir hal almıştır. Bu yüzden kurtuluş ve Pakistan’a ilhak kaçınılmaz ve doğaldır. Geriye sadece samimi bir liderliğin sizi cihada seferber etmesi kalıyor. Müşerref’ten beri iktidara gelen tüm omurgasız siyasi ve askeri liderliklere tanık oldunuz. Şimdiki yöneticiler, düşmanlarımız karşısında bizi küçük düşürüyorlar. İslam’ın, Müslümanlar ve Pakistan’ın çıkarlarını Amerikan çıkarları uğrunda feda ediyorlar. Amerikan projesi olan “Büyük Hindistan” (Akhund Baharat) karşısında durması gerekirken, aktif bir şekilde kolaylık sağlıyor. Artık işgal altındaki Keşmir’in kurtuluşu için harekete geçmemenizin hiçbir mazeret veya gerekçesi kalmamıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا  “Size ne oluyor ki Allah yolunda ve çaresizlik içinde bırakılan: “Ey büyük Rabbimiz! Ahalisi zalim olan şu memleketten bizi kurtarıp çıkar. Rabbimiz! Tarafından bir sahip gönder, katından bir yardımcı yolla!” diye yalvarıp yakaran bir kısım erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?” ^{[Nisa 75]}

Dolayısıyla işgal altındaki Keşmir’de yaşayan kardeş ve bacılarımız için daha seferber olmayacak mısınız? Allah’ın koruyucuları ve yardımcıları olma onuruna erişmek istemiyor musunuz? Allah size merhamet etsin, komutanlarınızın emirlerine uymanız sizi cehennem ateşinden kurtarmaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ bizi şöyle uyarmıştır:

وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَ “Ve onlar (Cehennem işgalcilere) diyecekler: Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.”^{[Ahzab 67]} Bu yüzden pişmanlık zamanı gelip çatmadan önce gelin doğru kararı verin. Doğru karar ise, hain siyasi ve askeri liderliği devirip, kapitalist sistemin kökünü kazımak ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurmak için ünlü devlet adamı ve derin fakih Şeyh Ata b. Halil Ebu Raşta önderliğinde Hizb-ut Tahrir’e nusret vermektir. Tek doğru karar işte budur. Böyle bir karardan sonra Raşidi Halife sizi cihat için seferber edecektir. İşgal altındaki Keşmir Müslümanlarına yapılan baskıyı sona erdirmek ve Müslüman toprakları tek bir Halife altında toplamak için nusret verin. Tek doğru karar budur. Bu karar sonrası hepimiz kâfirlerin siyasi, ekonomik ve askeri köleliğinden kurtulacağız. Allah’ın vadine iman ederek seferber olun ve tarihin akışını değiştirin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ  “Ey iman edenler! Siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” ^{[Muhammed 7]}