Hint devletinin korkak askerleri, Kontrol Hattı (LoC), Azad Keşmir ve işgal altındaki Keşmir’de dur durak bilmeden Müslüman kanı akıtırken, Bajwa-Navaz rejimi inatla ve ısrarla “itidal” politikasını sürdürüyor. Sadece içi boş ve hararetli açıklamalar yapmayı yeğliyor. Dün 21 Temmuz’da Hint devleti, ağır havan toplarıyla Azad Keşmir’de Leepa Vadisi’ni dövdü. Saldırı sonucu ufak yaşlarda bir çocuk şehit oldu, ancak Pakistan ordusunda gözle görülür hiçbir hareketlilik yok. Olay, 16 Temmuz 2017 tarihinde saldırgan Hint güçlerinin Athmuqam sektöründe dört Pakistan askerini şehit etmesinden birkaç gün sonra gerçekleşti. Bu iki saldırı kısa zaman aralıklarla gerçekleşti. Ancak her zaman olduğu gibi Bajwa-Navaz rejimi, içi boş sözcük ve hararetli açıklamalar köpürmeye devam ediyor. Oysa herhangi bir samimi liderlik, demoralize olan şeytan Hint askerlerini korkutmak için dehşet verici bir misilleme yapardı. Özellikle de bir savaşta Hindistan’a ait mühimmatın ancak on gün dayanabileceği ile ilgili Hindistan Saymanlığının 21 Temmuz tarihli raporu ortada iken!

Ey Pakistan Müslümanları! Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Batıda Yahudi varlığı gibi Doğuda da Hint devleti, Müslüman kanı ve toprağının kutsallığını aşikâr bir şekilde ihlal etmektedir. Her iki saldırgan devlet, Müslümanların duygusuz ve hareketsiz yöneticilerinden hiçbir misilleme olmayacağını biliyor. Bajwa-Navaz rejimi, inananların kalbine şifa olmak için cesur ve yetenekli silahlı kuvvetlerimizin salıverilmesini reddediyor. Çünkü rejim, Pakistan’ın, bölgesel üstünlük sağlamak isteyen Hint girişimlerine asla engel teşkil etmeyeceğine dair efendileri ABD’nin “itidal politikasına” bağlılık sözü vermiştir. Kalleş rejim, bu omurgasız duruşun pratikte “Akhand Bharat,” (Büyük Hindistan) vizyonunu gerçekleştirerek güvenliğimizi mezara gömmek ile eşdeğer olduğunun farkında. Müslümanların hareketsiz ve yaşayan ölü diğer yöneticileri de “Eretz İsraili” (büyük İsrail) için yol yapıyorlar.

 Ey Pakistan silahlı kuvvetlerinin samimi subayları! Siz hem bu ümmetin hem de kendinizdeki devasa gücün farkındasınız. Hint askerlerinin ne kadar korkak olduklarına da tanık oldunuz. O kadar korkaklar ki Temmuz 1999 Kargil çatışması sırasında kahraman şehit Kaptan “Karnal” Sher Khan’ın cesedine bile yaklaşamadılar. Hint askerleri, ya şehit ya zafer diyen sizden birinden bile çok korkuyorlar. Cihat için samimi liderliğin seferber ettiği yüz binlerceniz karşısında hiç duramazlar!

Bilin ki siyasi ve askeri liderlik, lanetli ve omuzumuzda bir yük olarak kaldıkları sürece Hindistan karşısında devamlı aşağılanacağız. Bilin ki Bajwa-Navaz rejimi, önceki Müşerref-Aziz, Keyâni-Zerdari ve Rahil-Navaz rejimleri gibi bir Amerikan ajanıdır. Bunlar, İslam ve Müslümanların sorunlarından ziyade sömürgeci çıkarları güvence altına almak için vardır. Dolayısıyla düşmanları uğruna ümmeti terk eden bu aşağılık hainleri devirin ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Hemen nusret verin ya da sivil ve askerlerimiz şehit olmaya devam edecektir. Pakistan, dünyanın tek Müslüman nükleer gücü ve altıncı büyük ordusuna sahip olsa da. Hemen nusret verin ki Raşidi Hilafet liderliğinde Hint devletine karşı işgal altındaki Keşmir’i kurtarmak ve Pakistan’a ilhak etmek için mobilize olasınız! Hemen nusret verin ve düşmanlara karşı başarı ve zaferin Allah katında olduğuna inanın. İman gücünüz karşısında duracak hiçbir güç yoktur.

وَكَانَ حَقّاً عَلَيْنَا نَصْرُ ٱلْمُؤْمِنينَ  “Müminlere yardım etmek üzerimize bir borçtur.”^{[Rum 47]}