20 Ağustos 2015 tarihinde, Stavropol’un İrgaklı köyü imamı Zamirbek Mahmutov kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürüldü. Mahmutov, toplumda etkin ve mümin kardeşlerinin sorunları ile ilgilenen biriydi. Aynı zamanda bir imamdı. Rus hükümetinin saldırıları karşısında İslam’ın temellerini savunan Mahmutov, cami avlusunda karanlık kişiler tarafından suikasta uğradı. Rus politikasının temellerini oluşturan İslamofobiyayı karşı mücadele eden samimi bir insandı. Mahmutov, ülkede Müslüman genç kızların başörtüsü takma yasağına karşı mücadelede başlangıç ​​noktası olarak kabul edilen bir köyde öldürüldü.

Yetkililerin inceleme başlatması kimsenin umurunda değil. Cenaze töreni sırasında kurbanın akrabasından biri “Diğer Müslümanlar gibi Zamirbek’i de rejim öldürdü...” diye konuştu.

Müslümanlar, bir süredir nasıl bir düşmanla karşı karşıya olduklarının farkındadır. İmam ve Müslüman aktivistlerin kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürülmesi, ülkede korkunç bir gelenek haline gelmiştir. Özellikle de son iki olayın Stavropol bölgesinde meydana gelmesi çok tuhaftır. 14 Haziran 2014 tarihinde, istihbaratçılar tarafından ifadesi alınmak üzere çağrılan Zamir Taybov, daha sonra ölü olarak bulundu. 21 Temmuz 2014 tarihinde ise, direniş gösterdiği bahanesiyle güvenlik birimleri, eylemci Elmaz Abdül Nasirov’u öldürdüler. Sonra şiddetli işkence altında ölen maktullerin vücuduna rastlanıldı. Hiç kimse bu ve diğer olaylar ile ilgili inceleme başlatılacağını tahmin etmiyor. Çünkü herkes, olup bitenlerin farkındadır.

Bu bölgede izlenen politika, uzmanlar tarafından biliniyor ve bu politika Kremlin tarafından desteklenmektedir. Biz, Ramizov M.F.nin 2013 yılında “Ulusal Dini tehdit haritası” adı altında bir ulusal strateji çalışma grubu raporu hazırladığını ve güney bölgesini “Güneyden gelebilecek ulusal politika tehditlerine karşı bir ön cephe olarak hizmet vermesi gerektiği.” önerisinde bulunduğunu hatırlıyoruz. Bu tehdidin niteliğini ise aynı raporda şu sözleriyle dile getirmektedir: “Hükümetin, Gayrimüslimlerin oturduğu bölgelerdeki büyük kent merkezlerine camiler inşa etmek, halka açık yerlerde ve resmi dairelerde başörtüsü takılmasına izin vermek, şu veya bu şekilde “Şeriat yönetimini” kabul etmek gibi toplumun İslamlaşma talepleri konusunda ödün vereceğini beklemek beyhudedir.

Stavropol kentinde Müslüman eylemcilerin karanlık güçler tarafından öldürülmesinin başka hiçbir izahı yoktur. Bu cinayetlerin, İslam karşıtlığı strateji politikasının uygulamaları olduğu ortadadır. Geleneksel İslami cumhuriyetler dışında İslam’ın yayılması anlamsızdır. Stavropol bölgesi ise tam sınırda bulunmaktadır. Hükümetin yaptığı veya yapabileceği en kötü şey, yasaklama, adam kaçırma, işkence ve cinayet gibi kirli işler için güvenlik birimlerini seferber etmesidir. İrrasyonel, İslam karşıtı ve Kremlin tarafından izlenen bu politika, bu politikayı reddeden Müslümanlar ve Müslüman öğrencilere karşı hep uygulana gelmiştir.