5 Nisan’da Brivolsk Askeri Mahkemesi, İslami siyasi parti Hizb-ut Tahrir üyesi oldukları gerekçesiyle Tataristanlı 4 kişiyi cezaya çarptırdı. Cezaya çarptırılan kişilerin adları şöyledir:

1995 doğumlu Şakirov Ayrat. Yüksek güvenlikli cezaevinde 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

1998 doğumlu Yunusov Nail. Yüksek güvenlikli cezaevinde 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

1998 doğumlu İbotolin Raynor. Yüksek güvenlikli cezaevinde 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

1987 doğumlu Selimziyanov Arslan. Yüksek güvenlikli cezaevinde 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Ayrıca mahkeme, bu kardeşlere ek bir yıl daha verdi, ancak cezayı askıya aldı ve müddetnamenin bitiminden sonraya bıraktı.

Bu Stalinist cezalar, gerekçeli karar tutukluların terörist faaliyetleriyle ilgili hiçbir madde içermediği için tamamen siyasi olduğunu gösterir. Hatta Rus Gizli Servisi tarafından uydurulan tüm suçlamalar bile tutukluların cami cemaati arasında kültürel faaliyette bulundukları esasına dayalıdır. Hizb-ut Tahrir, hiçbir gerekçe ileri sürülmeden terör örgütleri listesine alınmıştır.

Bu cezalar, Müslümanlara karşı işlenen iğrenç bir zulümdür. Güvenlik birimleri terörle mücadele kisvesi altında Müslümanlara savaş açmıştır. Aslında terörle mücadelenin amacı, İslam ümmetinin yükselişini önlemektir. Rus yöneticileri, Müslümanların nitelik ve nicelik açısından yükselişinden korkuyorlar. İşte bu sebeple Rusya, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadisleri dâhil ilim adamlarının eserlerini sözde aşırılık yanlısı yasaklı yayınlar listesi arasına koydu. Amaç, Müslümanları kültürlerinden mahrum etmektir. Bu nedenle güvenlik birimleri, terörle mücadele iddiasıyla dava adamlarını takip etmektedir.

Ancak zaman göstermiştir ki İslam karşıtı politika, İslam ümmetinin yükselişini durduramayacak. Burunlarının dibinden ötesini görenler, bu politikanın ilk önce politika yapıcı ve uygulayıcılarına zarar vereceğini bilirler. İslami siyasi parti Hizb-ut Tahrir saflarında aktif olmak nedeniyle verilen Stalinist hükümler, mazlum Müslümanları kardeşlerinin gözünde takva ve sebat abidesi yapacaktır. Topluma göre onlar siyasi tutukludurlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır.

وَمَا نَقَمُواْ مِنْهُمْ إِلَّا أَنْ يُؤْمِنُواْ بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ  “Onlardan ancak Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.” ^{[Buruc 8]}