Tatarların okullarda ana dilde eğitim mücadelesi, Kremlin ile varılan mutabakat sonucu çözüme kavuştu. Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov, Moskova ile anlaşmaya varıldığını, Tatar dilinin okullarda haftada iki saat zorunlu olarak okutulacağını açıkladı. Böylece yetkililer içine düşülen açmazdan kurtulmuş oldular. Başkan Putin, kısa süre önce Başsavcılığa talimat vererek, Rusya’da farklı milliyetlere mensup kişilerin ana dilde eğitim hakkının uygulanması konusunun denetlenmesini talep etmişti.

Ancak dili koruma ile kimliği koruma aynı değildir. Yani halkın temel ilkelerini korumayan bir dil, haddi zatında hiçbir şey ifade etmez. Bu nedenle Tatar kimliğini koruma derdine düşen herkes, geriye dönüp halkın tarihine bir baksın. Gelişimin başlangıç noktası, İslamiyet’tir. İslamiyet, haklı beklentiler ve davranış referansları oluşturur. Tatarlar, dinlerini bu dille öğrendiler. İslam temellerinin korunmasına yardımcı olduğu için Tatar dili korunmalıdır. Tatar kimliğini korumak için İslam merkezli fikri ilişkileri korumak gerek. Aksi takdirde Tatar dili, milliyetçilik için temel olacaktır. Milliyetçilik, insanları çöküntüye götürür. İnsanların gelişimiyle hiçbir ilgisi yoktur.

Çeçenistan bu çürümenin en açık örneğidir. Zira dilleri ve gelenekleri mahfuzdur, ancak İslam temelli fikri ilişki zayi olmuştur. Cesur ve özgürlük sevdalısı bu halk, uysal bir halka dönüşmüştür. Oysa uysallık, zihniyetleri ile örtüşmez. Bunun sebebi, İslam esaslarını ikinci plana itip milliyetçiliği ön plana çıkarmalarıdır. Yıkılan akide merkezli direniş temellerinin ardından insanlara korku salan bir şahsın cumhurbaşkanı olmasıyla da halkın zihniyetinde bir değişim gerçekleşmiştir. Şuan pek çok Çeçen, bu halkın alçak, korkak ve diğer benzeri niteliklere haiz olduğunu kabul etmezler. Peki, bu halk içinde eşcinsel gerçeğine ne demeli? Akide ve dil merkezli insanlar arasındaki ilişki, bu çöküntüyü durdurulabilir. Gelenekler, sütunların tamamlayıcısıdır, tersi değil. Kureyş, İslamiyet’ten önce cesur ve iyilikle bilinirdi. Bunun en iyi örneği, Ömer ibn el-Hattab’ın şu sözüdür: “Biliyorsunuz ki biz, Allah’ın bizi İslam ile izzetlendirdiği bir kavimiz. İzzeti başka yerlerde ararsak, Allah bizi zillete düşürür.”

Yeniden dil mevzusuna dönersek, Rus halkı da bunun için bir örnektir. Bir zamanlar Ruslar arasında birbirine bağlı güçlü ve izzetli aileler vardı. Onur ve haysiyetlerini korumak için savaşlar yaptılar. Yani Rus halkının evlatları böyle niteliklere sahiptiler. Ancak şuan bu nitelikleri edebiyat kitaplarında okuyorlar. Bugün Rusçanın korunduğunu saymazsak, Rus halkı farklı bir millete dönüşmüştür. Hıristiyanlığın esaslarını terk ettikten sonra çok değiştiler ve şuan kapitalizmin baskısı altında kıvranıyor. Çıkar, davranışların temel kriteri olmuş, homoseksüellik normal hale gelmiştir. Yani Rusça, halkın kimlik ve köklü değerlerini korumaya yardımcı olmamıştır.

Hıristiyanlığın aksine İslam, hâlâ dipdiridir ve öylede kalacaktır. Uygulanırsa, halklar yeniden kalkınır ve beklentileri de bir o kadar gelişir. Ayrıca İslam, Batı fikir ve değerlerinden korunulan geleneklerin de güvencesidir. Allah Subhânehu Teâlâ şöyle buyurmaktadır.

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّـهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللَّـهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنتُمْ عَلَىٰ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّـهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” ^{[Ali İmran 103]}