Güvenlik güçleri, Genelkurmay Başkanlığı karargâhı çevresindeki binlerce protestocuyu dağıtmak için gerçek mermi kullandı. Bunun sonucunda göstericiler ve askerler arasında hayatını kaybedenler olduğu gibi yaralananlar da oldu. 9 Nisan 2019 günkü Sudan Tribune gazetesine göre protestocuları zorla dağıtmak için sabah saat onda yaklaşık 14 askeri araçla gelen güvenlik güçleri, göstericiler üzerine rastgele ateş açmaya başladılar. Göz yaşartıcı bomba kullandılar. Ancak ordu içindeki bazı unsurların karşı çıkmasıyla geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu rejim, azgınlığını sürdürmekte, elini haram kana bulamaya, adil bir yönetim altında yasal haklarını isteyen ve iyi bir yaşam talebinde bulunan ülke evlatlarının masum canlarına kıymaktadır! Masum insanların öldürülmesi, Allah’ın gazabını gerektiren büyük günahlardan biridir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَن يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُّتَعَمِّدًا فَجَزَآؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِدًا فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظِيمًا “Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası içerisinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap eder ve lanet eder. Onun için büyük bir azap da hazırlamıştır.” ^{[Nisa 93]} Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

قَتْلُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ زَوَالِ الدُّنْيَا“Allah katında bir müminin öldürülmesi, dünyanın yok olmasından daha büyük (bir cürüm)dür.” Bu barışçıl devrimi suç sayan ve onu fitne olarak niteleyen hükümet, bir yandan kışkırtıcı açıklamalar yaparken öte yandan da cinayet işlemeye devam ediyor! Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla yönetmekten daha büyük fitne var mıdır? İçişleri Bakanı Beşşar Cuma Aru yaptığı açıklamada “Göstericiler, güvenlik kompleksini yaktılar, kompleksteki mobilyaları yağmaladılar. Hartum ilinde 6 polis aracı kısmen hasar gördü. 2496 gösterici gözaltına alındı... Polis kayıtlarına göre protestoların başlamasından bu yana 39 kişi hayatını kaybetti. 201 vatandaş ve çoğunluğu da polis olmak üzere kolluk kuvvetleri mensubu 282 kişi de yaralandı. Bunlardan 270’nın durumu ağır.” dedi. Bakan bu rakamlardan protesto gösterilerinin barışçıl olmadığını algısına vardı.” ^{[Sudan Tribune]}

Bu açıklama, açıkça manipülasyondur. Çünkü bakanın iddiasını yalanlayan, gösterilerin barışçıl olduğunu belirten, güvenlik güçlerinin göstericilere karşı gerçek mermi kullandığını, çok sayıda hayatını kaybedenlerin olduğunu gösteren görüntüler var. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

سَيَأْتِي عَلَى النَّاسِ سَنَوَاتٌ خَدَّاعَاتُ يُصَدَّقُ فِيهَا الْكَاذِبُ وَيُكَذَّبُ فِيهَا الصَّادِقُ وَيُؤْتَمَنُ فِيهَا الْخَائِنُ وَيُخَوَّنُ فِيهَا الْأَمِينُ وَيَنْطِقُ فِيهَا الرُّوَيْبِضَةُ» قِيلَ وَمَا الرُّوَيْبِضَةُ قَالَ: «الرَّجُلُ التَّافِهُ فِي أَمْرِ الْعَامَّةِ “İnsanlar üzerine öyle hayırsız yıllar gelir ki o zamanda yalancı doğrulanır, doğru yalanlanır, haine güvenilir, emin kimseye güvenilmez! O zamanda Ruveybida konuşur’ buyurdu. Denildi ki: Ruveybida nedir? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem: “Sefih kimse genelin işi hakkında konuşur” buyurdu.” Bunlar, bizi demir, ateş, zulüm ve yoksullukla yöneten ya da haram ve büyük bir günah olmakla birlikte bizi soğukkanlılıkla öldüren günümüzün yöneticileridir.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz diyoruz ki, insanların haklarını talep etme, zalim yöneticileri muhasebe etme, dahası ortadan kaldırma, adalet ve güvenliği sağlayan Allah’ın Şeriatını ikame etme hakları var. Ordu, ümmetin saflarına katılmalı ve İslam bazlı gerçek değişim talebine cevap vermelidir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulması Allah’ın bir vaadi ve farzıdır. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur.” ^{[Nur 55]}