Sevgili Abdül Latif Muhammed Said Kardeşim.

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Konu: “Zaman, İslam deneyimi zamanı değildir” başlıklı makalenize yanıt

Yukarıdaki başlıklı yazınız, 10 Eylül 2019 tarihli El Ceride gazetesinde yayımlandı. “İbrahim Osman kardeş “Sudan yalnızca kalifiye kişilere değil, sorunları ve krizleri çözebilecek, enerjilerini dinamitleyecek, işlerini güdecek, huzurlu ve onurlu bir hayat sunacak bir siyasi düşünceye gereksinim duyuyor. Bunun da ancak insanların işlerini gütmeye dayalı İslam hükümleri ile olabileceğini” söylüyor. Biz de diyoruz ki bugünkü görüşler, yeni bir deneyim arayışıdır. Belki o şu an Sudan’daki İslam deneyiminin başarısız olduğunu duymuştur. Şu an İslam deneyimine çağırmak akıllıca bir iş değildir. Geçiş dönemi sonrasına bırakılmalıdır.”

Birincisi: Önceki rejim karşıtı gibi görünen İslam karşıtı medyada, İslam ve devletten bahsetmenin suç teşkil ettiği bir zamanda İslam ve Hilafet fikirlerimizden alıntı yapmanız nedeniyle size çok teşekkür ediyoruz.

İkincisi: Şuan ki deneyim (geçiş dönemi hükümeti) yeni değildir. Yeni yüzler ile eski rejimi diriltmektir. Bazı farklılıklar var ancak bu rejimin temelini değiştirmez. Çünkü rejim, insan yapımı demokratik kapitalist bir rejimdir. Şuan ki koşullarda farklı sonuçlar beklemek, çölde su aramak gibidir.

Üçüncüsü: Sivil yönetim, laikliğin ta kendisidir. Önceki rejim laikti ama makyajlıydı. Yeni sekülerizm ise açık ve bariz bir laikliktir. Sıradan insanları kandırmak anlamına gelen sivil yönetim, cunta yönetimi karşılığında kullanılıyorsa, şimdiki rejimde önceki rejimden daha fazla askerler var!

Dördüncüsü: Herkes, eski rejimin bir gün bile olsun İslam’la yönetmediğini bilir. İslami sloganlar dillendirmekle birlikte aksini uyguluyordu. Bu yüzden ona İslami deneyim diyemeyiz. Başarısızlığa uğrayan İslam rejimi değil, İslam sloganı dillendiren ama gerçekte laikliği uygulayan sözde İslamcılardır.

Sonuç olarak diyoruz ki, İslam rejimi, dünyada tek rejimdir, deneyim değildir. Çünkü deneyimler insan yapımı sistemlerde olur. Zira onlar, çevreden etkilenen, yarın ne kazanacağını ve nerede öleceğini bilmeyen eksik zihinlerden doğmuştur. İslam rejimi, Hilafettir ve ayrıntılı delillerden çıkarımı yapılmış şeri hükümlerdir. Tüm Müslümanlar için bağlayıcıdır. Bir gün bile bekleme lüksümüz yoktur! Ama gel gör ki üç yılı aşkındır bekliyoruz? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلالا مُبِيناً “Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Rasûl’üne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.” ^{[Ahzab 36]} Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyuruyor:

وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً “Kim boynunda biat halkası olmadan ölürse cahiliye ölümüyle ölmüş olur.”