Askerileri galip gelen, azgınları ve kendisine isyan edenleri kahreden, mütekebbirleri küçümseyen, bir süre sonra bile olsa müminlere mutlaka yardım edecek olan Yüce Allah’a hamdolsun...

Âlemlere rahmet olarak gönderilen, mücahitlerin önderi, mahlûkatın efendisi Muhammed’e salat ve selam olsun. Onun Aline, ashabına ve din gününe kadar metodunu izleyenlere de salat ve selam olsun...

Saygıdeğer konuklar, es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh.

Biz,

لَتُفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ “Kostantiniye mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan; o ordu ne güzel ordudur.”buyuran Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Kostantiniye’nin fethi müjdesi yıldönümünü, hafızalarımızı tazelemek, geçmişe ağlamak için anmıyoruz. Tam tersine gayretleri bilemek, yiğitleri özellikle de kararlılık ve azim sahiplerini şahlandırmak için anıyoruz. Onlar ki Müslümanların durumundan, İslam Devleti Hilafetin gölgesindeki izzet ve hâkimiyetten sonra şuan ki zilletten huzursuzlar. Hilafet, dinin koruyucusu, İslam ve Müslümanların hamisi, insanlar arasında adalet ve rahmetin dağıtıcısıdır. İnsanlığı şirkin ve küfrün karanlıklarından İslam’ın aydınlığına çıkarmak için çalışacaktır. Onlar ki Hilafet yıkıldıktan, Müslüman ülkesi parçalandıktan, kapitalist laik sistemlerle yönetildikten, yönetim, ekonomi, politika ve diğer sistemler için referans ve dayanak olan Allah Kitabı, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünneti ve bu ikisinin irşat ettiklerinin yürürlükten kalkmasından sonra Müslümanların içler acısı gerçekliğinin farkındalar. Dahası sömürgeci kâfir, Ruveybida yöneticilerin yönetimi altında Müslümanların kaderleri hakkında söz sahibi oldu. Bu yöneticiler, hem kendi işlerini hem de Müslüman ülkelerin işlerini bütünüyle sömürgeci kâfire teslim ettiler. Müslümanlar, izzet ve üstünken zillet ve zülle düştüler.

Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ondan sonraki Halifeler çağına dönebilmemiz için otoritemizi İslam temeli üzerine kurmalı, ülkemizi tek bir bayrak altında, La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bayrağı altında birleştirmeliyiz. Çünkü İslam, sömürgecinin İslam ve Müslümanları kontrol etmek için ürettiği ulusal ajan devletçiklerde uygulanamaz. Şeran Hilafet Devleti, tüm Müslümanların devletidir. Ulusal ya da milliyetçi bir devlet değil. Tanık olunan gerçeklik, tüm sistemleriyle İslam’ın bu devletçiklerde uygulanmasının imkânsız olduğunu vurguluyor. Bazı İslami hareketler bunu denediler ama başarısız oldular, çünkü Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İslam otoritesini kurma metoduna aykırı hareket ettiler.

İslami Hilafeti kurma yöntemi ya da Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de ilk İslam Devletini kurma keyfiyeti, tektir, birden fazla olamaz. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem belirli aşamalardan geçti ve bu farzın yokluğunda Müslümanlar, farklı yollar tutabilir şeklinde buyurmamıştır. O yüzden Hizb-ut Tahrir, kuruluşundan günümüze değin bu yola sımsıkı sarılmış, koşullar ve şartlar değişse de o yoldan bir milim bile sapmamıştır. Hizb, Hilafetin yıkılışıyla kesintiye uğrayan İslami hayatı yeniden başlatma ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurma amacına erişene dek ümmet ile bu yolda yürümeye kararlıdır.

Hizb-ut-Tahrir, Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in geçtiği aynı aşamalardan geçiyor. Allah’a hamdolsun lütfu sayesinde Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem geçtiği aşamaları birer birer tamamlamıştır. Şu anda Hilafet kamuoyu haline geldikten sonra güç ve kuvvet ehlinden yönetimi teslim alma aşaması olan üçüncü ve son aşamanın sonundadır. Dahası ümmet, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kuruluşuyla fecri sadığın doğuşunu bekliyor.

Bu kürsüden tüm Müslümanları, özellikle de âlimleri ve İslami sahada faaliyet yürütenleri omuz omuza vermeye çağırıyoruz. Güç ve kuvvet ehli, İslami hayatı yeniden başlatmak ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için tüm Müslümanların ant içtiklerini, söz verdiklerini görsün.

Ayrıca ülkedeki güç ve kuvvet ehlini Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeye çağırıyoruz. Zira Hizb, hem sizi hem de ümmeti sömürgeci kâfire olan bağımlılıktan kurtaracak, böylece Allah’ın rızasına nail olacaksınız. Tıpkı Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e biat edip nusret veren, ardından bütün insanlığın mutluluğunun nedeni olan ilk İslam Devletinin kurulmasıyla Ensar’dan razı gelmesi gibi.

وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَداً ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ “İslâm’ı ilk önce kabul eden Muhacirler ve Ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.” ^{[Tevbe 100]} Sizi bu dünya ve ahiretin izzetine çağırıyoruz. Umulur ki Allah Subhânehu ve Teâlâ, sizler aracılığıyla Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafetin kurulmasıyla Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirir de böylelikle yüce bir şerefe erişirsiniz. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet, içerde İslam’ı uygulamak ve İslam’ı âleme taşımak için İslami hayatı yeniden başlatmanın yegâne şeri metodudur. Yine Hilafet, Yahudilerin mübarek topraktan çıkarılmalarının ve Roma’nın fethi gibi diğer müjdeleri de gerçekleştirmenin şeri yöntemidir.

لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ “İşte Çalışanları bunun için çalışsın.”^{[Saffat 61]}

ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh