Dün ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “Sudan’ın terörizme destek veren devlet olarak tanımlanmasının iptali kararının 14 Aralık’tan itibaren yürürlüğe gireceğini belirten bildiriyi imzaladı.” ifadelerine yer verildi. Kararın ardından askeri ve sivil kanadı ile geçiş hükümeti, sanki Amerika’ya karşı büyük bir zafer kazanmışlar gibi histerik sevinç çığlıkları attı! Egemenlik Konseyi Başkanı El Burhan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “ABD kararının, geçiş hükümetinin demokratik dönüşümünü ilerletmesine yardımcı olacağını, geçiş döneminin başarı şansını ve Sudan halkının refahını artıracağını.” söyledi. Başbakan Hamduk ise Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, “Kararın memnuniyet verici olduğunu belirtti ve özgürlük olarak tanımladı” ve ekledi: “Bugün tüm tarihimiz, halkımızın medeniyeti, ülkemizin büyüklüğü ve devrimimizin canlılığı ile uluslararası topluma geri dönüyoruz. Barışsever bir ülke, bölgesel ve uluslararası istikrarı destekleyen bir güç olarak geri döndük”Buna saptırıcı medyanın çığırtkanlığını da ekleyebiliriz.

Geçiş hükümeti ve saptırıcı medyanın bu sözde sevinci, aşağılamanın, zilletin ve yaşadığımız kırılmanın boyutunu gösteriyor. Zira saygın devletler, yalvarmazlar, devletin gücü ya da konumu ne olursa olsun başkalarına boyun eğmezler, memnuniyeti ya da öfkesinden dolayı sarsıntı yaşamazlar. İdeolojik devlet, başkalarına misliyle işlemde bulunur, yaptırımlara boyun eğmez ve terörle (İslam) mücadele ve mübarek toprak gaspçısı Yahudi varlığı ile normalleşme gibi ağır bir bedel ödedikten sonra bu yaptırımlar kaldırılınca sevinmez. Ayrıca Sudan, Usame Bin Ladin eylemlerinin sözde kurbanlarına 300 milyon dolardan fazla tazminat ödedi... Ama biz Ruveybida yöneticiler ve yarı devletler zamanındayız!

Bu histerik sevincin kaynağı olan Amerikan kararına gelirsek, yetersiz bir karardır. İddia ettikleri gibi gelecekte ABD Kongresi kovuşturmaya yer olmadığını belirtmedikçe, Sudan’ı kara listeden çıkarmıyor. Çünkü 11 Eylül kurbanlarının aileleri, 4 milyar dolar tazminat talebinde ısrar ediyor! Bu nedenle eksik bir karardır ve yasal olarak anlamsızdır.

Bizim görüşümüze göre bu momentum, eksik ve yasal olarak kusurlu bir karardır ve hükümetin, hayatın her alanındaki başarısızlığını kamufle etmeyi amaçlıyor. Karar, 19 Aralık 2020 Cumartesi günkü protestolara denk geldi. Bu gün devrimci çağrışımı andırıyor. Hatırlanacağı üzere Aralık devriminin kıvılcımı, Nisan 2019’da El Beşir’i devirdi.

Hizb-ut Tahrir/ Sudan Vilayeti olarak biz, ümmeti ikaz ediyor ve bu Amerikan kararının iyi bir yaşam yaratacağı dezenformasyonu tuzaklarına düşmemesi için uyarıyoruz. Çünkü iyi bir yaşam, sadece Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti tarafından uygulanan Allah’ın hükümlerinin gölgesi altında olur. Yaşadığımız zillet ve küçümsemeden kurtulmak istiyorsak, hepimiz Hilafet için çalışmalıyız.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti Resmi Sözcüsü