Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayetinden bir heyet, H. 11 Ramazan 1435 - M. 9 Temmuz 2014 Çarşamba günü, Sudan Âlimler Heyeti'nin, her yıl heyetin genel merkezinde düzenlenen Ehli Kıble İftarı davetine icabet etti. Hizb'in heyeti içerisinde, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Vilayet Meclisi üyesi Sayın Süleyman ed-Duseys, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü Sayın İbrahim Osman [Ebu Halil], Merkezi Temas Lecnesi Başkanı Sayın Nâsır Rıza, Medya Bürosu üyesi Sayın İsam Eytem ve Merkezi Temas Lecnesi üyesi Sayın Abdullah Hüseyin yer aldı.

İftar kürsüsünde yaptığı konuşmada, Resmi Sözcü, Irak'ta ilan edilen sözde Hilâfet konusunda insanların zihinlerinden oluşturulan kafa karışıklığını gidermeye çalıştı. Pek çok insanın, bu muazzam davet sancağını taşıyan Hizbe bu konuda sorduğu sorular çerçevesinde Resmi Sözcü konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "İlan edilen bu devlet, hiçbir devlet dinamiklerine sahip olmadığı gibi, Suriye veya Irak'ta Hilafet ilan ettiğini öne süren bu grup da hiçbir otoriteye sahip değildir. Güvenliği sağlamaktan aciz oldukları gibi, dâhili ve harici emana da sahip değildirler." Devamla meselenin yalnızca yoktan Hilafet ilanı olmadığını, aksine meselenin Hilafetin hakiki bir şekilde kurulması olduğunu vurguladı. Resmi Sözcü ayrıca, gerçek Hilafet ilanının, "Tüm dünyayı sarsacak bir deprem olacağına ve Hilafetin Allah'ın izniyle Amerika ve Avrupa'yı titreteceğine" işaret etti.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem zamanında da Nübüvvet iddiasında bulunan birtakım yalancılar ortaya çıktığını, ardından Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'i gönderdiğini dile getirdi. Şu anda da Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in müjdelediği Raşidi Hilafetin geri dönüşüne dair belirtiler ortaya çıktığını, bu tür gerçek olmayan çağrıların türemesinin bunlardan biri olduğunu ifade etti.

Devamla Resmi Sözcü Ebu Halil şunları söyledi: "Bu ilan, fecri kâzibe benzemektedir, şu anda ortaya çıkan Hilafet fecri, işte o fecri-i kazibtir. Hilafetin fecri-i sâdıkı ise Allah'ın izniyle çok yakında ortaya çıkacaktır. İşte sizi bununla müjdeliyorum, çünkü bu Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın vaadi ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in müjdesidir."