28. Afrika Birliği Zirvesi’nde Afrika Birliği Sosyal İşler Komiserliği için yapılan seçimi, çoğunluk oyları alan Sudan adayı Emira Fadıl kazandı. Farklı kesim ve cihetlerle girişilen lobi faaliyetleri sonucunda zafere ulaştığını söyleyen Emira, umarım bu zafer Afrika Birliği düzeyinde Sudan’ın oynayacağı rol ve Sosyal İşler’deki deneyimini aktarmak için iyi bir şans olur diye konuştu. Dışişleri Bakanı da bu zaferden ötürü politik liderlik ve sudan halkını tebrik etti!

Afrika Birliği Sosyal İşler Komiserliğini kazanmak, Afrika kıtasının yaygın sosyal sıkıntıları için bir panzehir olacak mı? HIV/AIDS virüsünün hızla yayılması nedeniyle neredeyse Afrika nüfusunu yok olmak üzere olan sosyal felaketlerin üstesinden gelecek çözümler sunacak mı? 

26 Ocak 2017 tarihli Afrika Birliği sitesinde yayımlanan açıklama bu soruların yanıtını kendince vermektedir: “Afrika Birliği üyesi ülkelerdeki kadın ve genç kızlara eğitim vermek için Uluslararası Merkez Toplantısına, Etiyopya Norveç büyükelçiliği, UNESCO (IICBA), UNICEF, Çocukları Kurtarma Örgütü ve Uluslararası Blanc Örgütü de katılacaktır. Uluslararası kalkınma hedeflerini geliştirmek, kadın erkek eşitliği ve kadın haklarını canlandırmak, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve 2016-2025 Afrika kıtası eğitim strateji amacıyla istişareler yapılacaktır.”

Buna göre Sudan, Batılı kâfirlerin planlaması ve işbirliğiyle kadın hakları ve cinsiyet eşitliği gibi Batılı değerlerin Afrika kıtasına girişi için bir menfez olacaktır. Batılılar, bu başarısız değerleri nedeniyle bataklığa gömülmüş durumdadır. Batılı resmi kurumlar tarafından yayımlanan istatistik ve rakamlar göstermektedir ki cinsiyet eşitliği kavramı, evlilikler ve bütün aile bireylerini yıkmıştır. Ahlakı bozmuş, anormal ilişkilere teşvik etmiştir. Aile, annelik ve geleneksel evliliği kadına baskı nedenlerinden kabul etmiştir. Sosyal altyapı ve toplum düşüncesini darmadağın etmiştir. Afrika halkına yıkım getirecek bu cinsiyet eşitliğini mi kutlayalım? Kâfir Batının insanlık için belirlediği planları uygulama liderlik ve önderliğimizi mi tebrik edelim?

Müslüman, gerek kendisi gerekse başkaları için Allah’ın İslam dininden ve ondan fışkıran hayat sistemlerinden başka bir şey sunamaz. Sudan, İslam ve onun sosyal sistemini Afrika’ya taşıyarak hidayet rehberi olabilir ve bu konuda etkin bir rol oynayabilir. Tabi ilk önce iktidar dizginlerini ellerinde tutanlar İslam’ı uygulamak zorundadır. Değilse, bir şeyi olmayan onu veremez. İslam’ı Afrika’ya model olarak sunmak, makam ve mekânı yüceltir. Ancak ne yazık ki yöneticiler, yeryüzüne çakılıp kaldılar ve arzularına uydular. Yozlaşmış Batı değerleri çarkının bir dişlisi olmayı yeğlediler! Batılı değerleri uygulamak ve bayraktarlığını yapmak için birbirleriyle nefes nefese yarışıyorlar. Oysa Batılı değerler, kendileri nazarında bile doğru bir tedavi şekli değildir. Şifa veren tedavi şekli, İslam’ı uygulayan Nübüvvet metodu üzere ideolojik Raşidi Hilafet Devletidir. Hilafet, zulüm ve zifiri karanlık yaşayan Afrika ve yeryüzü gezegenini adalet ve nurla aydınlatacaktır.

فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ إِلَّا الضَّلالُ فَأَنَّى تُصْرَفُونَ “Artık haktan sonra sapıklıktan başka ne kalır? O halde nasıl döndürülüyorsunuz?”^{[Yunus 32]}