Salı günü Adalet Bakanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Tehini Tur Debbe, ABD Dışişleri Bakanlığı Dini Özgürlükler Sorumlusu Ian Turner’i hükümetin anayasa ve uluslararası sözleşmelere uyum kapsamında ceza kanunu ilgili maddelerde değişiklik yapacağı konusunda bilgilendirdi. Ceza kanunundaki açık saçık kıyafetin yanı sıra ibadet ve dini haklarla ilgili maddeler değişiklik yapılacak maddeler arasında yer alıyor. ^{[24.05.2017 Erbaa gazetesi]}

Daha ne zamana kadar Sudan hükümeti, aşağılayıcı ve küçük düşürücü ödünler verecek? Daha ne zamana kadar hükümet, sömürgeci kâfirleri razı etmek için kanunlardaki bazı şeri hükümleri kaldırmaya devam edecek? Şeri hükümler niye değiştiriliyor? Bu hükümlerin insan sorunlarının çözümünde yetersiz olduğu görüldüğü için mi? Yoksa Batı hukuku ve uluslararası sözleşmelerin Aziz ve Hâkim olan Allah’ın hükümlerinden daha iyi olduğunu düşünüldüğü için mi? Sudanlı Müslümanlar İlahi hükümlerden rahatsız ya da şikâyetçiler mi ki hükümet halkı razı etmek için değişiklik yapıyor? Ya da Amerikan sevgisine nail olmak ve ABD’ye yakınlaşmak için yoksa hükümet değişiklikler ve reformu kurban olarak mı adıyor?

Âlemlerin Rabbinin yasalarını kâfir hukuku ile değiştiren Sudan hükümetinin bu aşağılayıcı ve küçümseyici girişimleri, hükümetin yaklaşım tarzını insanlara ifşa etmektedir. Hükümet, İslam’ın geri kalan şiar ve hükümlerinden arınıyor. Böylece açık ve gerçek laik kimliği ortaya çıkıyor. Bu çaba, Amerika’nın İslam’la mücadele projesi ile örtüşüyor. Birleşmiş Milletler Bağımsız uzmanının söyledikleri de bunu doğrulamaktadır: “Hükümet, yasa ve yönetmelikle ilgili toplam 244 tavsiyenin 180’ni yerine getirmiştir. Ayrıca meclis, uluslararası yasalar doğrultusunda (yani sömürgeci kâfir hukukuna göre) yasa ve yönetmeliklerde daha fazla değişiklik yapılacağı vaadinde bulundu.”Uluslararası hukuka göre zina edene sopa vurmak, evli zinakarı taşlamak, mürtedi öldürmek ve yol kesenlere had vurmak gibi şeri hadler uygulanamaz. 31 Mayıs 2012 tarihinde İnsan Hakları İzleme Örgütü sayfasında şu başlık altında şöyle geçmektedir: “Sudan’da Recm cezası kaldırılması gerekir. İnsan Hakları İzleme Örgütü Afrika Direktörü Daniel Bekele’den şöyle dediği aktarıldı: “Hiç kimse ölünceye kadar taşlanamaz. Sudan en kısa zamanda ayrımcı yasaları reforma tabi tutmalı, idam cezası ve saygı duyacağını vaat ettiği uluslararası anlaşmalar uyarınca yükümlülüklerinin ihlali anlamına gelen tüm bedensel cezaları kaldırmalıdır.”

Bu gibi olaylar, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti’nin Müslümanlara hükümetin açıkça laikliğe doğru yol aldığına dair sunduğu kanıt ve deliller toplamına eklenen başka bir kanıttır. Müslümanlar, dinlerinin hükümlerinin sadece Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti altında uygulanacağına yakinen iman etmelidir. Güç ve kuvvet ehli, bu yüce ümmetten birine biat etmek, dini uygulamak, Rabbi razı etmek ve Peygamberin sünnetine uymak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّىَ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُواْ فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسْلِيمًا  “Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.”^{[Nisa 65]}