Suriye Demokratik Güçleri ile uluslararası koalisyon kuvvetleri, Suriye Demokratik Güçleri’nin Bağoz’u resmen ele geçirmesinden önce IŞİD’in kontrolündeki son cep olan Bağoz’da korkunç bir katliam işlediler. Bağoz kasabası, Fırat Nehri’nin kuzeydoğu kıyısında yer alan El Bukemal kentinin kuzeybatısına düşmektedir. Kaçmayan ya da kaçamayan IŞİD savaşçılarından büyük bir kısmı burada toplanmıştır. Plan, sadece IŞİD unsurlarını yok etmek değil, tüm silahsız sivilleri, kadınları, çocukları ve yaşlıları uçaklarla yok etmek, fosfor bombalarıyla onları yakmak, acımasız katliamlar ve soykırım işlemektir.

Ey İslam’ın Payitahtı Biladu’şŞam Müslümanları! Bu, uluslararası koalisyon güçlerinin dünyadaki özellikle Şam topraklarındaki Müslümanlara karşı işlediği ve binlerce sivilin şehit olmasına neden olan katliam siciline eklenmiş yeni bir katliamdır. Daha önce 16 Mart 2017’de koalisyon güçlerinin, Atarib yakınlarındaki El Jina kasabasında Ömer ibn El Hattab Cami’ne akşam namazından sonra düzenlediği saldırıda elliden fazla Müslüman hayatını kaybetmişti. Suriye İnsan Hakları Ağı raporunda, IŞİD karşıtı uluslararası koalisyon güçlerinin Suriye’ye müdahalesinden bu yana aralarında 900’den fazlası çocuk olmak üzere 3.000’den fazla sivilin hayatını kaybettiğini söyledi.

Ey mübarek Suriye devrimi Müslümanları! Bu Haçlı koalisyon uçakları, Türkiye topraklarından havalanıyor ve İslami ülkelerdeki diğer rejimlerle birlikte Türk rejimi de haçlı koalisyonunun ortağıdır. Terörizmle mücadele dedikleri şey, Müslümanlara karşı işlenen katliamlar için yalnızca bir kılıftır. Suçu haklı gösterme ve bütün sınırları aşan bu suçu kınamayı düşünenleri susturma girişimidir. Suçu örtbas etme, İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık gerçeğini gizleme çabasıdır.

Müslümanlara karşı işlenen bu katliamları ancak kurulacak Hilafet Devleti sonlandıracaktır. Geçmişte Hilafet, Müslüman bir kadının “Yetiş ya Mutasım” haykırışına yardıma koşmuştur. Dünyadaki bütün Müslümanların, daha doğrusu tüm vatandaşlarının yeniden yardımına koşacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” Allah’ın metin ipine sımsıkı sarılmaktan ve Allah’ın Elçisi’nin geri dönüşünü müjdelediği Raşidi Hilafeti kurmak için samimilerle birlikte çalışmaktan başka çaremiz yok. Hilafet, vallahi dünyada izzet, ahirette ise kurtuluştur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعاً إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُولَٰئِكَ هُوَ يَبُورُ “Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar.” ^{[Fatır 10]}

Ahmed Abdul Vehhâb
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı