حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SR–BA–2019–MB–TR–07 |
H. 29 Şevvâl 1440 M. Salı, 02 Temmuz 2019 |
Zulüm, Kıyamet Günü Karanlıklardır, Tazyik ve Gözaltılar Siyasal ve Entelektüel Çağrıyı Yenemez
01 Temmuz 2019 Pazartesi sabahı saat 10.00’da, Kherbet Eljoz köyünde Hizb-ut Tahrir gencinin kiraladığı bir eve baskın düzenleyen HTŞ mensupları, evde bulunan dört Hizb-ut Tahrir üyesini gözaltına alıp mallarına el koydular. Ardından “Astra” köyündeki Hizb-ut Tahrir radyo istasyonuna giden HTŞ mensupları, istasyondaki malzemeleri müsadere ettiler. Ertesi gün Selkin köyünde yedi genci daha gözaltına alarak gözaltı kampanyasını sürdürdüler.
İlk kez bu durumla karşılaşılmıyor. Grup liderlerini sponsorlarıyla irtibatlarını koparmaya, kurtarılmış bölgelerde kırmızıçizgileri ihlal etmeye çağırdıkları için daha önce de Hizb ut-Tahrir üyelerini gözaltına almıştılar. Kurtarılmış bölgeleri Şam zorbasının kontrolüne vermek için büyük bir açık cezaevine dönüştüren HTŞ mensupları, ilk defa radyo istasyonundaki özel mallara el koymuyorlar. Aksine daha önce de Kafr Uveyd köyünde bulunan radyo istasyonundaki özel mallara el koymuştular.
Ey İslam’ın Payitahtı Biladu’ş Şam Müslümanları! Şüphesiz Şam devrimi, haksızlık ve zulme karşı uğranda enfes ve kıymetli her şeyin feda edildiği bir kalkışmadır. Halen gasp edilen otoritesini geri almak ve dayatılmak istenen kölelik prangasını kırmak için uğraş veriyor. Bugün Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bahsettiği ceberut saltanat altında yaşadığımız konusunda şüphe yok. Halkı kontrol edenlerin zihniyetinin bu çerçevede devam ettiği görülüyor. Ülkeyi çiftlikleri, halkı da köleleri gibi görüyorlar. Bu grupların çıkarları ile uyumlu şeyler dışında kimsenin itiraz etme ya da hak sözü söyleme hakkı yok.
Söze baskı ve işkence ile karşılık verilmesi, hak sözü söyleyenlerin hapse atılması, iyiliği emretmekten, kötülüğü yasaklamaktan kaçınılması, her çağda müflislerin delil ve argüman karşısında başvurageldikleri bir yöntemdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, argümana argümanla karşılık verememesinin ardından Firavun’un dilinden şöyle buyurmuştur:
قَالَ لَئِنِ اتَّخَذْتَ إِلَهاً غَيْرِي لَأَجْعَلَنَّكَ مِنَ الْمَسْجُونِينَ“Firavun, “Eğer benden başka bir ilâh edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim.” dedi.” [Şuara 29] Fikre ancak fikirle karşılık verilebilir. Evlere baskın düzenlenmesi, mallara el konulması, kontrol noktalarında, dahası hapishanelerde işkence altında masumların öldürülmesi, cihat değil. Cihat cephede olur.
Ey mübarek Suriye devrimi Müslümanları! Hizb-ut Tahrir, ayın on dördü gibi berraktır. Amacı belli, Müslümanlara yönelik çağrısı da açıktır. Amacı, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurma yoluyla İslami hayatı yeniden başlatmaktır. Amacına erişme metodu da gün ışığı gibi açıktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in izlediği metot ile motamot aynıdır. O da İslam’a aykırı tüm fikirlere karşı fikri mücadele yapmak, rejimlere karşı siyasi çatışmaya girmek, İslam’ın hayat sahasına dönüşü karşısındaki komploları deşifre etmek, güç ve kuvvet ehlinden nusret talep etmektir. Çünkü devletin kurulması, devlete inanan, Ensar olmayı kabul eden güç ehline gereksinim duyar.
Kuruluşundan bu yana Hizb-ut Tahrir’in metodu işte budur. Bu metot, çarpık ya da doğaçlama değildir. Aksine apaçık dosdoğru bir yoldur. Hizb-ut Tahrir bu yolda Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i örnek edinerek basiretle yürümeyi sürdürüyor.
Kaldı ki herkes, Hizbin gençlerini tanır. Onlar, iyi tanıdığınız evlatlarınız ve kardeşlerinizdir. Maske takmazlar. Halleri ya da şahsiyetleri belirsiz değildir.
Herkes bilmeli ki biz, bölgeler ve kazanımlar üzerinde başka gruplar ile çatışan bir grup değiliz. Aksine biz, Hilafet projesi taşıyıcılarıyız. Herkesin bu projeyi taşımasını, kucaklamasını ve desteklemesini istiyoruz. Sizi bu projeyi taşımaya ve desteklemeye çağırıyoruz. Bu proje dışında kurtuluş ve zafer yok. Keza görüşümüze karşı gelen cemaatler ya da İslami partiler ile çatışmak da Hizb-ut Tahrir’in eylem metodundan değildir. Bilakis bizim işimiz, ceberut saltanattan, Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla yönetimden Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadiste müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet sistemine geçmek için çalışmaktır.
ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيّاً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ، ثمَّ سَكَتَ “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra da sustu” Bu, bir İslami grup ya da partiden sadır olduğu bahanesiyle ceberut saltanatvari eylemlere sessiz kalınması gerektiği anlamına gelmez. Aksine bu eylemlerin deşifre edilmesi, sadır olduğu kesim ve niyetine bakılmaksızın tehlikesinin ortaya konulması elzemdir. Allah hakkında kınayıcının kınamasından, zalimin zorbalığından korkmayız. Bu konuda dünyadaki zorbalara sorun. Şam, Libya ve Özbekistan zorbasına sorun... Hepsi yok olup gittiler. Geride Parti kaldı ve Allah’ın vaadine, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ceberut saltanatın yok olacağı, ikinci Raşidi Hilafetin yeniden kurulacağı ile ilgili müjdesine iman ederek sabırla metodunda yürümeye devam ediyor. Bu yüzden Hilafetin Ensarlarından ve onun için çalışanlardan olun. Önünde bir engel olarak durmayın, dava erlerine zulmetmeyin. Çünkü zulüm, kıyamet günü karanlıklardır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |