Suriye'de verdiği büyük kayıplar, mübarek Suriye devrimde elini Müslümanların kanına bulaması, son birkaç gün içinde Kalamun'da uğradığı yenilgi İran partisini halk önünde zor duruma düşürdü. Bu durum onu mültecilerin sığınağı olan Suriye sınırındaki Arsal köyünde Müslümanlara karşı iğrenç katliam işlemeye sevk etti. Ölüm saçan varil bombalarından kaçmak, güvenli bir sığınak aramak amacıyla ve Suriye-Lübnan sınırına yakınlığı nedeniyle mülteciler Arsal köyüne sığınmışlardı. İran partisi gibi sözde tarafsız ülkelerin uzantılarının, Müslümanlara karşı işledikleri suçlar, Amerikan ajanları efendileri İran ve Beşşar'ın izlediği yoldan pek farklı olmadığı açıkça görülüyor. Bunların, terörle mücadele bahanesiyle çoluk çocuk, kadın yaşlı demeden katleden mücrim Yahudi varlığından pek geri kalır yanları yoktur. Müslümanlara karşı savaşında Lübnan ordusunun da işe karışmasıyla İran partisi, Arsal halkımıza karşı çok daha fazla şeyler yapmıştır.

Ey Şam diyarındaki Müslümanlar! Sırf rejimi devirmek için sokaklara dökülmeniz ve Allah'ın Şeriatını uygulamak istemeniz nedeniyle Doğu ve Batı tüm dünya kuduz köpekler gibi üzerinize üşüştüler. Amerika önderliğinde kâfir ülkeler, tek bir oktan atılmışçasına size saldırdılar. Bilin ki tüm bunların tek bir nedeni vardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kitabında bunu bize şöyle dile getiriyor:

وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ "Onlardan, sırf Aziz ve Hamid olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldılar." ^{[Buruc 9]} Kâfirler için mesele, ölüm kalım meselesidir. Sizin için de bu aynı olmalıdır. Onlar, Allah'ın yönetiminin kurulması karşısında çıkarlarını kaybetmeleri, hadaratlarının ölümüne, saltanatlarının yok olmasına ve İslam'ın yönetim, ekonomi, yargı ve içtima alanda uygulama sahasına konulmasına asla sessiz kalmayacaklar. Ama Allah bizim Mevla'mızdır, onların ise Mevla'sı yoktur. Bize düşen, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ashabının maruz kaldığı işkence, ölüm, ambargo ve açlığa rağmen onların tutunduğuna tutunmaktır. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu bir hatırlayın:

والله لو وضعوا الشمس في يميني والقمر في يساري على أن أترك هذا الأمر ما تركته حتى يظهره الله أو أهلك دونه "Allah'a yemin ederim ki güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler yine de bu davadan vazgeçmem, Ya Allah bu dini hâkim kılar ya da ben bu yolda yok olur giderim." Onun ölüm kalım meselesi, İslam'ı hâkim kılmak ya da Allah yolunda ölmekti. Allah'ın hâkimiyet ve egemenlik ile ilgili emri ve vaadi yerine gelinceye ve Rasûlümüzün de Nübüvvet metodu üzere Hilafet müjdesi tahakkuk edinceye kadar sabredip sebat edin. O gün zalimler hangi döndürülüşle döndürüleceklerini bileceklerdir.

Ey dünyanın her yerindeki Müslümanlar! Bizim yaşadığımız ölüm, sürgün, kovuşturma, açlık ve kötü niyetin bir tek nedeni vardır. Arkasında savaşılan ve onunla korunulan İmamın yokluğu ile İslam'ın otoritesinin yokluğudur. Biz, yarın Allah Subhânehu ve Teâlâ huzurunda Biladu'ş Şam halkımızın başına gelenler, sessizliğimiz ve onlara yardımdan geri durmak konusunda hesaba çekileceğiz. Kâfir Batı tarafından çıkarlarını korumak, Allah ve Rasûlü ile savaşmak için tepemize dikilen yöneticilerin kökünü kazıyarak bu zulüm ve sefaleti ortadan kaldırmak amacıyla çalışma yapılıp yapılmadığından, Müslümanlara yardım etmek ve onların onurlarını korumak için orduları seferber eden, onlardan Müslümanların intikamını alan Halife tayin edilip edilmediğinden sorguya çekileceğiz.

لِلَّهِ الْأَمْرُ مِنْ قَبْلُ وَمِنْ بَعْدُ وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ  "Eninde sonunda emir Allah'ındır. O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir." ^{[Rum 4-5]}