Asil ümmetin 1440 Hicri yılını yürekten kutluyoruz. Ancak ümmetin hali pürmelali içler acısı. Vaziyetinde hiçbir değişiklik yok, hatta gittikçe daha da kötüleşiyor.

Yemen, Burma, Afganistan, Filistin, Somali, Suriye adeta kan gölü. Hâlihazırda Suriye’nin İdlib ilinde Rusya, Türkiye ve İran’ın komplosu nedeniyle acımasız ve barbarca bir katliam yaşanıyor.

İslam dünyasında yıkım yaşanırken, beklendiği gibi yöneticiler, etraflarında olup bitenden bihabersizler, felaketi önlemek için somut hiçbir planları yok.

Yeni Hicri yıl, görevimizle ilintili olmalı ve sorumluluklarımızı aşağıda olduğu gibi daha etkin biçimde taşımalıyız:

1-    Dünya hayatından daha aktif şekilde faydalanmak: Tam ve kapsamlı İslam ideolojisi, dünya hayatını görmezden gelmez, aksine hayatla ilgili şahsına münhasır kurallar koymuştur. Yeni yılla birlikte plan yapmanın, eyleme geçmenin, zorluklarla daha iyi şekilde mücadele etmenin, geçen yıllara oranla daha iyi bir vaziyet geliştirmenin zamanı gelmiştir. Aklı başında bir insan, mevcut durumunu bir öncekinden daha iyi hale getirir.

2-    Ahiret hayatı için hazırlık yapmak: Yeni bir yıl, bu dünyada biraz daha fazla uzun yaşamamız için Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bize bir lütfudur. Onun için bu fani dünyadan daha iyi istifade etmeliyiz. Yaratıcının emirlerine itaat etmeli, yasaklarından kaçınmalı, cennet beklentisiyle rızasını elde etmek için çalışmalıyız. Son nefesimize kadar vakitten daha iyi faydalanmalıyız, çünkü son pişmanlık fayda etmez.

3-    İslam davasını taşımak: Ömer İbn Hattab’ın Halifeliği döneminde H. 16’ıncı yılda sahabe, diğer birçok önemli ve kutsal olaylara rağmen hicreti İslami yılın başlangıcı olarak seçme konusunda icma etmiştir. Çünkü hicret, benzersiz bir olaydır. Medine’de ilk İslam Devleti’nin kuruluşuyla birlikte İslam, teorik safhadan pratik safhaya geçmiştir. İslam Devleti, İngiltere ile Türk ve Arap hainlerin işbirliğiyle 1924’te yıkılana dek büyük bir başarı ile yüzyıllar boyu hüküm sürmeye devam etmiştir.

İslami takvimin başlangıcı olarak hicretin seçimi konusunda sahabenin konsensüsü, ümmetin nihai kurtuluşunun ancak İslami Devleti yoluyla olacağını açıkça göstermektedir. Yeni bir İslami yılın başlangıcı, hayati mesele mesabesindeki Hilafetin yeniden kurulması davamızda asil ümmetimiz için daha teşvik edici olmalıdır. Hilafet, büyük İslam topraklarını dayanak noktası edinerek, milliyetlerine, renklerine, dinlerine veya kavimlerine bakmaksızın tüm insanlığa hidayet, adalet ve aydınlığı yayacaktır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun” ^{[Enfal 24]}