Devlet Başkanı Hussein Mwinyi yönetimindeki Zanzibar ulusal birlik hükümeti (GNU), iktidara geldiğinden beri hesap verebilirliği ciddi şekilde restore ettiği görüldü. Yolsuzluk ve rüşvete savaş açtı, bazı önceki hükümet yetkililerinin kamu fonlarını zimmete geçirmesi konusuyla mücadele etti.

Biraz üretken bu önlemlere rağmen Hizb-ut Tahrir / Tanzanya, aşağıdaki noktalarda ciddi eksikliklerin olduğunu belirtmek istiyor:

1- Kampanya sadece bir avuç hükümet yetkilisini içeriyor. Bakanlar, bakanlıkların eski baş sekreterleri ve önceki devlet başkanı da dâhil olmak üzere üst düzey yetkililere dokunulmuyor. Dahası anayasal dokunulmazlığa sahip eski devlet başkanına son zamanlarda yeni bir görev tevdi edildi.

Eğer ulusal birlik hükümeti, yolsuzluk ve rüşvetle mücadelede ciddi olsaydı, tüm üst düzey yetkililerden hesap sorar ve yasal işlemlerin önünü açmak için dokunulmazlıklarını hemen kaldırırdı. İnanılmaz! Hükümet, eski defterleri açmak istemediğini, seçici davrandığını söyledi.

2- (GNU gibi) kapitalist ideolojiye harfiyen uyan hükümetlerin, tek kriterleri çıkarlarıdır. Bu nedenle yolsuzluk kaçınılmazdır ve tedavi edilemez bir kanserdir, o yüzden yolsuzlukla mücadele kampanyası beyhudedir.

3- Ulusal birlik hükümeti mademki bir kalkan olduğunu söylüyor ve insanların refahını koruduğunu iddia ediyor, peki masum insanların öldürülmesi, işkence, cinsel saldırılar ve yağmalama da dâhil olmak üzere Ekim 2020 seçimleri sırasındaki suçlar karşısında neden sessiz kalıyor, hiçbir soruşturma veya yasal işlemde bulunmuyor? Neden Uamsho / Uyanış organizasyonu şeyhleri, üstatları ve diğer insanlarına yapılan adaletsizliklerden habersiz gibi davranıyor? Bunlar, 8 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunuyorlar, mahkemeye çıkarılmadılar, kefaletle ya da eksik kanıt gerekçesiyle serbest bırakılmadılar. İnsanların refahını koruduğunu iddia eden bir hükümet, tüm bu senaryolardan nasıl uzak durabilir?

Hilafet Devleti, kamu fonlarının korunmasından tutun Müslümanlar ve gayrimüslimlerin kanı ve onurunun korunmasına, güvenlik, emniyet ve adaletin sağlanmasına kadar insanlara kozmetik olarak değil gerçek bir şekilde hizmet sunacaktır.