حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tanzanya
Medya Bürosu
No: TA–BA–2016–MB–TR–01 |
H. 22 Şa'bân 1437 M. Pazar, 29 May 2016 |
Demokratik Parlamentolar Haydut Kurumlardır
Tanzanya hükümeti, parlamentoya sarhoş geldiği ve bütçe oturumu sırasında milletvekillerinin soru önergesine düzgün yanıt vermediği iddiasıyla Ev İşleri Bakanı Charles Kitwanga’yı görevden aldı.
Kitwanga’nın görevden alınmasının arkasında yatan neden gerçekten gülünçtür. Zaten herhangi bir gözlemci tarafından da pek önemsenmedi. 37 milyon Tsh Lugumi Kurumu yolsuzluğuna adı karışmış Kitwanga’nın gizli skandalları karşısında aslında sarhoşluk konusu bir lütuf olarak görebilir. Polis karakollarına 108 parmak izi makinesi kurulması için ihale açan Lugumi Kurumu, ödemenin %99’nu yaptığı halde sadece birkaç karakola bu makinelerden kurulmuştur.
Bakanın görevden alınmasının arkasındaki neden ne olursa olsun aslında gerçek herkesçe aşikârdır. Yasama yapan, yöneticileri muhasebe eden ve antlaşmaları onaylayan yüksek statüye sahip kutsal bir kurum olan demokratik parlamentolar, aslında yozlaşmış çetelerden başka bir şey değildir.
Milletvekillerinin yumruklaşması, iftiralar ve ayrımcı açıklamalar gibi parlamentolarda birçok haydutluk vakasına tanık olduk. Hatta bazıları daha da ileri giderek esrar, fuhuş ve diğer ahlaksızlıkların yasal hale getirilmesini istiyorlar. Milletvekilleri erişilmez bir elittir, iyi bir maaş ve tam bir dokunulmazlığa sahiptirler. Bakanın görevden alınması sonrasında parlamento sözcüsü Job Ndugai gazetecilere yaptığı açıklamada, pek çok milletvekilinin alkol ve esrar dâhil uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyledi. Milletvekilleri için zorunlu alkol ve uyuşturucu testi yapmayı planladıklarını belirtti.
Herhangi bir demokratik toplumda bütün yolsuzlukların ve milletvekillerinin haydutça davranışlarının temeli, laiklik ve “özgürlük”fikrinden ileri gelmektedir. “Laiklik”kapitalizmin temel fikridir. Dini siyaset ve devlet işlerinden dışlar, sadece ibadetlere hasreder. “Özgürlükler” demokrasinin sütunudur. Sözde özgürlükler arzusuna uyarak insanlar akıllarına estiğini yaparlar. Her iki fikir de, özellikle Allah’ı marjinalleştiren ve devlet işlerine karıştırmayan laiklik, bir boşluk oluşturdu ve bu boşluk da arzular, insan yapımı sistemler ve yasalarla dolduruldu. İnsanlar eylemlerini arzu ve isteklerine göre şekillendirdi.
Bu gerçek ve demokrasinin doğasından hareketle tüm milletvekillerinin böyle ahlaksız eylemlere kalkışmaları pek garip bir şey değil. Çünkü kapitalist ideolojiyi benimseyen parlamentolar, Yaratıcının kanunlarını insanların hayatında uygulamayarak vahim suç işlemektedir. Buna göre kapitalizmin yandaşlarından ne bekliyoruz ki?
Kısacası laiklik fikrine dayalı kapitalizm, artı özgürlükler, insanlığı kaos içine itmiş ve onları yoldan saptırarak arzularının kölesi haline getirmiştir. İslam, insanlığı doğal konumuna geri döndürerek ve bütün hayat işlerinde Allah’ın yasalarını uygulayarak insanlığa gerçek kurtuluş getirir.
أَرَأَيْتَ مَنْ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ “Hevasını ilah edineni gördün mü?” [Furkan 43]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Tanzanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +255778 870609 |
E-Mail: jukwalakhilafah@gmail.com |