Siyasi eylem özgürlüğünden dem vuran ve böbürlenen Tunus hükümeti, siyasi eylem yürüten Hizb-ut Tahrir gençlerini dava etmekten de geri durmuyor. Bugün Siliniye (Bölge Mahkemesi) Hizb-ut Tahrir üyesi Ahmed Fayedi’yi “kamu güvenliğine zarar veren bildiriler dağıtmak”suçlamasıyla yeniden yargılıyor. (Bu suçlamalar, Burgiba ve Bin Ali döneminin suçlamalarıdır)

Hizb-ut Tahrir’in yayınladığı bir bildiriden bile rahatsız olan, bütün serveti ve sermayesinin gençler olduğunu iddia eden bu hükümet, gençlerin asgari onurlu yaşam isteklerini gerçekleştirmek için kılını dahi kıpırdatmıyor. Ya gençleri yoksunluk ve yoksulluk içinde kıvrandırıyor, suç örgütlerinin kucağına itiyor ya da onları sonu kestirilemeyen ölüm maceralarına sürüklüyor. Şimdi de ümmetin İslam odaklı siyasi eylem hakkına el koyarak onu en temel haklarından mahrum etmek için elinden geleni yapıyor.

Hizb-ut Tahrir gibi köklü bir partinin “basın açıklamasını” dağıtmak gerekçesiyle gençleri yargılamak, tam bir skandaldır ve yöneticilerin ahmaklığını gösterir. Kendi elleriyle yaptıkları anayasal ve yasal putlara bağlılık iddialarının saçmalığını ifşa eder. Ayrıca düşünceye düşünce ile karşılık verememek zavallı olduklarının başka bir kanıtıdır. Bu yüzden kaba kuvvet ve yargı hükümlerine başvuruyorlar. Oysa bu umutsuz girişimler, hakkın sesini kısamaz ve devrim öncesine geri dönüşün işaretleridir.

Hizb-ut Tahrir olarak biz diyoruz ki İslami siyasal eylemi çevreleme girişimleri, sadece sömürgeci departmanlara yarar sağlar. Ki bunlar, ümmet düşmanıdır ve ümmetin siyasal özlemlerine düşmanlık yapmaktadır. Hükümet şunu bilsin ki bu haksız baskıcı uygulamalar, bizim kararlılığımızı kıramaz, bizi hakkımızdan mahrum edemez, siyasi eylem yapmaktan bizi caydıramaz. Ya Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kuracağız ya da İslami hayatı yeniden başlatma davetini kıyamet gününe kadar sürdüreceğiz.