Mali kanunun yürürlüğe girmesinin ardından Tunus’ta fiyatlar eşi benzeri görülmemiş şekilde zamlandı. Bazı samimi uzmanlar, fiyatlardaki bu artışın insanların gelirlerinin beşte birini alıp götüreceği öngörüsünde bulundu. Emekçileri tekelci sebze ve gıda “baronlarının” sömürüsüne terk eden, onlara karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen hükümet, temel tüketim mallarına yaptığı fahiş zamlarla da yetinmeyip kasıtlı olarak bu malları piyasadan geri çekti. Sonra yaklaşık yüzde elli zam yaptıktan sonra piyasaya geri sürdü. Yılın ilk günlerinden itibaren hükümet, insanların alım gücüne darbe vurdu, onları iyice yoksullaştırdı ve geçim derdi ile meşgul etmek için de 2018 Mali Barış Kanunu uygulamaya koyuldu.

Biz, Tunus halkını IMF ve Avrupa Birliği taleplerinin, ülke ekonomisi ve halkın yeteneklerini yok edecektir diye uyardık. İktidarda kalmanın, ülkeyi Haçlı Batının direktiflerine boyun eğdirmenin bedelini iktidar ve muhalefet partileri, işçi sendikası ve Sanayi ve Ticaret Federasyonu mutlaka ödeyecektir dedik.

Sorun, haddi zatında yüksek fiyatlar değil, zira hayat pahalılığı ajanların Müslümanlar üzerine uyguladığı sömürgecilik ajandasının bir parçasıdır. Sorun, sürekli dezenformasyon ve aldatma politikasını izleyen, medya korosunun pazarladığı ve bu ümmete aidiyet duygusunu yitirmiş iktidardaki egemen sınıftır.

v  Başta Meclis Maliye Komitesi Başkanı olmak üzere parlamentodaki bazı partilerin, gösteriler düzenleme ve yüksek fiyatlar ile mücadele çağrısı yapmaları mantıklı mıdır? Mali Kanun tasarısı onaylanırken bunlar mecliste değil miydi? Ciddi ciddi gerçekten Tunus halkının çıkarını mı savunuyorlar? Ya da azardan kaçınmak ve seçim kampanyasına girizgâh yapmak için mi muhalefet ediyorlar?

v  Gösterilere katılan, medya platformu aracılığıyla serzeniş ve telinlerde bulunan, tüketim mallarına zam yapılmaması konusunda hükümetle anlaştıklarını söyleyen, ama zammın her ayrıntı ve sonuçlarını bilmediklerini iddia eden, ülkeyi tüm sektörlerde zam furyasına sokan sendika liderlerine kim inanır ki? Bunlar, sadece tüketim mallarına zam yapılmayacağı ile ilgili görüşme tutanağına vakıf değil mi? Elektrikten doğalgaza, iletişimden akaryakıta kadar on kaleme ekstra zam yapıldığı haberleri kendilerine ulaşmadı mı? Bugün niye protesto ediyorlar? Bunlar, protestolarında ciddiler mi? Yoksa halkın gazını mı alıyorlar?

Ey Tunuslu Müslümanlar!

Hükümet ve meclis, yaşadığınız sıkıntıyı hissetmez. Yağmacı IMF ve Avrupa Birliği’nin direktifleri doğrultusunda sadece matematiksel denklemi umursarlar. Hükümet, servet ve çalıntı malları geri almak için çalışması gerekirken, yabancı yatırım adı altında doğal kaynakları sömürgeci şirketlere peşkeş çekmeye devam etmektedir. Atıl bıraktıktan ve ifsat ettikten sonra kazançlı büyük kamu kurumlarını özelleştirme ya da stratejik ortaklık adı altında bozgunculara, yandaşlara ve yabancılara satmaktadır.

Ey değerli Tunus halkı! Ey Müslümanlar!

Böyle devam ettiği sürece bu devlet, kaynaksız kalacak, sadece borçlanma ve vergiler gelir kaynağı olacak. Bu da teriniz ve cebinize zarar verecektir. İslam’ı hayattan dışlayan bu egemen sınıf, sizi krizden krize, felaketten felakete, birikmiş eski borcu yeni bir borçla kapatmak için borçtan borca sürükleyecektir. Ta ki ülke kaynaksız kalana dek. Bu akim politika sonucu daha fazla yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk belki de baskıya maruz kalacaksınız... Kalbinizdeki tereddüdü bertaraf edip basiret ve ferasetle İslam ve onun siyasi sistemine geri dönmedikçe, biliniz ki bu böyle devam edecektir. Oysa İslam’ın politik sistemi, ümmeti sömürgeciliğe ekonomik ve politik bağımlılıktan kurtaracak, açlığı giderecek, korkuyu emniyete çevirecek ve Allah’ın Şeriatını uygulayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözünü hatırlayın:

الشَّيْطَانُ يَعِدُكُمُ الْفَقْرَ وَيَأْمُرُكُم بِالْفَحْشَاءِ وَاللَّهُ يَعِدُكُم مَّغْفِرَةً مِّنْهُ وَفَضْلًا وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ“Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayasızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet vadediyor. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”^{[Bakara 268]}