Tunus’ta sağlık ve çevre ihmali, rekor seviyelere ulaştı. Salgın, sivrisinek, böcek ve sokak köpekleri yoluyla tüm şehirlere yayılıyor. Tunus, genellikle savaş ve kıtlık riskine maruz kalan ülkelerde görülen salgın ve bulaşıcı hastalıkların tehdidi altında. Çöplerin toplanması ve bataklıkların temizlenmesi uzlaşı ve sivil devletin kapasitesini aşan bir lüks haline gelmiştir! Dahası çöplükler, Haçlı Batının ülkemiz için kararlaştırdığı ve günahkâr eller tarafından uygulanan yoksulluk ve marjinalleşme sonucunda birçok ailenin geçim kaynağı olmuştur!

Hükümet, bazı şehirlerde salgına rastlandıktan sonra “Batı Nil Virüsü” nedeniyle ölümler olduğunu açıkladı. Yetkililer, durumun daha da kötüleşmesini önlemek için vadilerdeki bataklıkların ve durgun suların ilaçlanmasına hız verileceğini söylediler.

Bu ülkenin maruz kaldığı en büyük felaket, eski kafalı yönetici elittir. Bu iktidar sınıfı, işsizlik ve yoksulluğu parlamento turizmi, aptalca açıklamalar ve siyasi partiler yoluyla çözümleyeceğini düşünüyor. Halbuki bunlar, sömürgecilik operasyon odalarındaki basın platformu tarafından pazarlanan çözümlemelerdir...

Tunus’u vuran, halkını ve yeteneklerini hâlâ öldürmeye devam etmekte olan gerçek salgın, kukla hükümet ve onun sakar ve başarısız politikalarıdır. Bu hükümetin tek umursadığı şey, yabancı şirketler ve onların yerel kaçakçılık imparatorluk temsilciliklerinin çıkarlarını korumak, onların mevcut ve gelecekteki iktidar pozisyonlarını sağlama almaktır. Bu politik salgından kurtulmanın kesinlikle tek yolu, bu politika ve uygulayıcılarından kurtulmak ve otoriteyi ümmete yeniden geri vermektir. Ki ümmet, işlerini akidesi ve uygarlığına uygun şekilde güdecek yöneticilerini özgür iradesiyle seçebilsin.