İslam davasını taşıyan siyasetçileri kovuşturma konusunda baskıcı Bin Ali politikalarının izinden giden güvenlik güçleri, haydutlar ve çeteler gibi 03 Kasım 2019 Pazar günü başkent Tunus’taki El Mourouj oto pazarında Et Tahrir gazetesini dağıtmasının ardından Hizb-ut Tahrir üyesi Selim Samida’yı kaçırdılar.

Tunus yönetimi, haftalık “yasal olarak” dağıtılan Et Tahrir gazetesinden neden rahatsız oldu ki? Tunus otoritesi, Selim Samida’nın yazdığı ve Fransız Büyükelçisi Olivier Bouvier’in Tunus halkını aşağılamasını ifşa eden makalesinden mi rahatsız oldu? Yoksa gelecekteki hükümetlerin, İngiltere’nin şimdiki hükümet için çizdiği yol haritasına bağlı kalacağını deşifre eden makalelerden mi tedirgin oldu? Ya da belki de siyasi çevrelerin sahtekârlığını, ihanetlerini, ülkeyi ve halkı ipotek altına alan sömürgeciye olan sadakatlerini ortaya çıkaran makalelerden rahatsız olmuş olabilir!

Bu ilk tutuklama değil ve son olmayacağını da biliyoruz. Tunus yönetimi, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in kurduğu bir devlet gibi bir devletin kurulmasına ve ülkenin sömürgecilikten kurtarılmasına çağıran Hizb ut-Tahrir gençliğini tutuklayıp yargılayarak kendi yasaları ve onurunu ayaklar altına almıştır.

Yönetici olmayan sözde yöneticilere diyoruz ki, kovuşturma ve yargılamaya kim daha layık? Güvenlik güçlerinin, tüm diplomatik normları çiğneyen, ülke ve yetkilileri aşağılayan, sorgusuz sualsiz ülkede özgürce dolaşan, ülkenin egemenliğini ihlal eden Fransız büyükelçisini ülkeden kovması daha yakışık almaz mıydı? Kolluk kuvvetleri, ülkede basmadık yer bırakmayan, sanki yönetici gibi hareket eden, dahası talimatlar yağdıran sömürgeci İngiltere Büyükelçisine göz mü yumuyorlar? Çocuk ve yaşlı katili cani Amerikan büyükelçisinin, ülkede enine boyuna dolaştığını, vicdanları satın aldığını, hatta belediyelerin işlerine bile müdahil olduğunu görmüyor musunuz?

Güvenlik güçlerine de diyoruz ki, onurunuz ve haysiyetiniz nerede? Göz göre göre düşmanlar ülkeyi istila ederken gıkınız çıkmıyor. Peki, tutuklanmaya kim daha layık? Ülkeyi yabancı etkilerden ve yerel araçlarından kurtarmak için çalışanlar mı? Yoksa dinlerini satan ve imbik eğri koltuk karşılığında ülkelerini sömürgeci kâfire peşkeş çeken siyaset uzmanı yarı yöneticiler mi? Selim Samida ile ülkelerini, dinlerini, ümmetlerini savunan kardeşleri zincirlere vurulmuş bir halde gecelerken, ajanlar ve düşmanlar huzur ve güven içinde mi sabahlayacaklar? Güvenlik ve zafere kim daha layık? İçinizde adam akıllı biri yok mu?

Tunus halkına ve onurlu Müslümanlara da diyoruz ki, bu tutuklama, Batılı güçlerin ülkenin egemenlik kararını çaldıklarını teyit ediyor. Sömürgeciliğin kökünü kazımak, hayati ve şeri bir zorunluluktur. Allah davetçisi, sizi dinine yardım etmeye çağırıyor. İzzetiniz sadece İslam’dadır.

وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ “Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.” ^{[Münafikun 8]} Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ الله وَرَسُولَهُ أُولَئِكَ فِي الْأَذَلِّينَ * كَتَبَ الله لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ الله قَوِيٌّ عَزِيزٌ “Allah’a ve Rasûl’üne düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, “Şüphesiz ben ve Rasûllerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Mücadele 20-21]}