Bu sabah sivil giyimli bazı güvenlik birimleri, Safakes’te Hizb-ut Tahrir üyesi Üstat Said Haşarim’i işyerinden tutukladılar. “Müdür seni istiyor.” dediler. Güvenlik birimleriyle iletişime geçildiğinde, varlığını inkâr ettiler. Hatta hakkını, avukatının nerede olduğunu ve neden tutuklandığını öğrenme hakkını bile ihlal ettiler. Dahası görevlerini belirleyen yasalarını dahi çiğnediler. Ailesine, Karjani’deki terör timine transfer edileceği bildirildi...

Aynı günün sabahı Tablaba’daki Hizb-ut Tahrir üyesi Üstat Münir Amara, isimsiz bir telefon aldı. Telefonda güvenlik merkezine başvurması istendi. Amara resmi bir tebligat istediğinde, bu durumda aranılan hükmüne düşeceği yanıtını aldı.

Biz, Hizb-ut Tahrir olarak İslami hayatı yeniden başlatma çağrısında bulunan dava erleri gençlerimize karşı yürütülen bu haksız uygulamaları en güçlü ifadelerle kınıyor, güvenliklerinden tamamen ülkenin en yüksek merciini sorumlu tutuyoruz.

Güvenlik birimlerine de diyoruz ki: Eğer Üstat Said Haşarim’i tutuklayarak ve Üstat Münir Amara’yı da tutuklama tehdidinde bulunarak ülkenin güvenliğini koruma misyonunu eda ettiğinizi düşünüyorsanız, hata ediyorsunuz ve kamuoyunu yanlış yönlendiriyorsunuz. Gerçekten ülkemizin ve halkımızın güvenliğini tehdit edenlere meydan okurken harcamanız gereken enerjiyi boşa harcamış oluyorsunuz. Düşmanları nerede bulacağınızı çok iyi biliyorsunuz. Yüzünüzü sömürgeci ülkelerinin elçiliklerine, arka kapılarını ve pencerelerini çalanlara çevirmenizi tavsiye ediyoruz.

Eğer Hizb-ut Tahrir gençlerini tutuklayarak ülkemizden terör tehdidini bertaraf etmeyi hedefliyorsunuz, Allah’a yemin olsun ki büyük bir hata işlemiş olursunuz. Zira Hizb-ut Tahrir ve gençlerinin, sömürgeci ülkelerin ektiği, İslam’a ve Müslümanlara savaş için benimsediği bu beladan ümmetin en büyük koruyucusu olduğunu ilk siz biliyorsunuz.

Size Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunu hatırlatıyoruz:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَخُونُوا اللَّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ “Ey iman edenler! Allah’a ve Rasûl’e hainlik etmeyin. Bile bile kendi emanetlerinize de hainlik etmeyin.”^{[Enfal 27]}