26 Ekim Pazartesi günü, Hizb-ut Tahrir / Tunus Resmi Sözcüsü Rıza Belhac, izinsiz imamlık yapmak suçlamasıyla Susa mahkemesi karşısına çıktı! Belhac, Susa’nın Sidi bölgesindeki Tevvab Abdülhamid Caminde dört yıldır imamlık yapmaktadır. Mahkeme, savcının talebi üzerine 16 Kasım 2015 tarihine ertelendi. Savcıdan, devletin maddi ve manevi “zarar” uğratıldığını gösteren bir dosya hazırlanması talep edildi. Yargıç da talebe olumlu yanıt verdi ve davayı erteledi.

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللَّهِ أَنْ يُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ وَسَعَى فِي خَرَابِهَا أُولَئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ أَنْ يَدْخُلُوهَا إِلَّا خَائِفِينَ لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ “Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.” ^{[Bakara 114]} Bu nedenle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet yoluyla İslam ümmetin kalkınması için çalışan Hizbin resmi sözcülerini Tunus ve İslam dünyasının farklı ülkelerinde mahkemeye çıkarmak, dini hayattan ayıran laik rejimlere başkaldıran, intifadaya kalkan ve onlara her türlü acı ve sıkıntıyı tattıran bu ümmete karşı ilan edilmiş bir savaştır. Komplocular, bu ümmetin devrimini çaldılar. Kaçak Bin Ali dönemindeki gibi eski baskıcı laik rejimi tekrar yeniden kurdular. İşte rejim, namaz kılanlara, samimi imamlara, özellikle de Rıza Belhac gibi Nübüvvet metodu üzere Hilafete davet eden hayrın sözcülerine yönelik baskı politikalarına tekrar dönüş yaptı.

Ukbe ibn Nafi diyarındaki Müslümanlar, devrimlerinin dini hayattan ayıran laikler tarafından çalındığının bilincinde olmalıdır. Yine şunu da bilmelidirler ki Batının Haçlı politikalarını uygulayan hükümetleri değiştirmek, onların durumunu değiştirmekle olmaz. Bu nedenle ülkedeki laik sistemin kökünü kazıyarak devrimlerinin son bölümlerini tamamlamak için yollarına devam etmelidirler. Ve Tunus’ta Nübüvvet metodu üzere Hilafet sistemini kurma talebinde bulunmalıdırlar. Bilsinler ki Hizb-ut Tahrir’in gençleri, Allah’a verdikleri sözü doğrulayan adam gibi adamlardır. Onlar, asla halkına yalan söylemeyen liderlerdir. Onlar, adaletin timsali Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti altında Allah’ın indirdiğiyle hükmetmek için gerekli fıkıh, fikir ve siyasete sahiptirler. Onlar bu ümmettendir ve ümmet için vardırlar. Haydi, gelin ey Tunuslu Müslümanlar, ileri gelenler, aydınlar, güç ve kuvvet ehli! Bu temiz ülkeden sömürgeci ve onların ajanlarını söküp atmak, Kur’an ve Sünnetle hükmetmek için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin.