Dera’da çocukların duvarlara yazdığı “halk rejimin değişmesini istiyor” sloganı ile başlayan Suriye Devrimi bugün 8. yılına girdi. Bu yedi yıl boyunca yaşlısından gencine, kadınından erkeğine ve körpecik bebeklere kadar herkes zalimlerin hışmına uğradı! Bu öyle bir zulüm oldu ki evleri, camileri, kadim şehirleri hatta dağları ve taşları dahi yok etti! Rabbimizin buyurduğu gibi: وَمَا نَقَمُوامِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ   “Onlardan, sırf, Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.” ^{[Buruc 8]}

Devrimin başında Allah’u Teâlâ’dan başka kimseden yardım istemediklerini haykıran bu muhlis halk; Esad, İran ve O’nun Lübnan’daki partisine, Rusya, Amerika ve Koalisyon Güçlerine, kendi içlerindeki cani, işbirlikçi ve kirli paraya tamah edenlere rağmen yedi yıl boyunca diz çökmedi!  BM’nin gözetiminde ve Amerika’nın öncülüğünde yapılan katliamlar karşısında boyun bükmedi! Kendilerine dayatılan demokratik laik rejim teklifini kabul etmedi! Bunun için şehitler verdi, evlerinden ve yurtlarından çıkarak muhacir oldu ama direnmekten asla vazgeçmedi! Devrimlerini ve şehitlerin kanlarını Cenevre, Riyad ve Astana’da kurulan ihanet masalarında satanları desteklemedi! Esad’ın alternatifi olması amacıyla Amerika tarafından ortaya atılan kuklaları kabul etmedi!

Ancak onlar; zor şartlar ve kısıtlı imkânlarla hayatta kalma mücadelesi verirken, her türlü güce ve imkâna sahip, halkı Müslüman olan ülkelerden gereken desteği göremediler. Hâlbuki onlarında Rablerinin şu kavli gereği mazlum Müslümanlar için ordularını harekete geçirmesi gerekmekteydi: وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا  “Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” ^{[Nisa 75]} Fakat onlar mazlumlar için savaşmak yerine zalimler ile ortak olmayı, üslerini açmayı ve haçlı koalisyonuna katılmayı tercih ettiler! Onların nazarında zalim “Esed” yeniden “Esad”, katil Rusya ve İran ise “garantör” oldu. Dün “Esed gitmeli” diyenler, bugün “dolaylı olarak görüşebiliriz” demeye başladı. Yine dün “Rusya'nın Suriye'de ne işi var” diyenler, bugün “Rusya’yı çözümün bir parçası” kabul etti. Önce Halep’in düşmesini sağlayanlar, bugün ise İdlib’in düşmesi için çalışmaktalar! Zira Amerika’dan o kadar çok korkuyorlar ki, O ne isterse hemen gereğini yapıyorlar. Oysa korkulmaya en layık olan Âlemlerin Rabbidir. أَتَخْشَوْنَهُمْ فَاللّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَوْهُ إِن كُنتُم مُّؤُمِنِينَ“Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa eğer mümin iseniz asıl Allah´dan korkmalısınız.” ^{[Tevbe 13]}

Ey Şam Ehli! Sadık kaldığınız ve sömürgecilerin kâbusu haline gelen bu devrim fazlasıyla acıyı, ölümü ve ihaneti gördü. Ancak Allah’ın izni ile zaferi de görecektir! Zira bugün yapmanız gereken en başından olduğu gibi sadece Allah’u Teâlâ’ya güvenip dayanmanızdır. Sahih bir siyasi liderlik etrafında toplanıp sözlerinizi, amellerinizi ve gücünüzü birleştirmenizdir. İslami olan devriminizi nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet ile taçlandırmanızdır. Muhakkak ki Allah size yardım edecek ve intikamınızı alacaktır. وَيَنصُرَكَ اللَّهُ نَصْرًا عَزِيزًا “Ve sana şanlı bir zafer ile yardım eder.” ^{[Fetih 3]}