Basın Açıklaması

ABD’nin Kurduğu Avrupa ve Rusya’nın Oturduğu Masadan Suriye Halkı İçin Çözüm Çıkmaz

27 Ekim’de İstanbul’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ev sahipliğinde düzenlenen Suriye konulu zirveye; Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Almanya Şansölyesi Merkel katıldı. Zirvenin ardından ortak basın toplantısı yapıldı ve ortak bildiri yayınlandı. Bildiride Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunması gerekliliği ile BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi müzakere sürecinin Suriye’deki ihtilafı sona erdireceği vurgulandı. Yine BM Güvenlik Konseyi tarafından “terörist” olarak tanımlanan birey, grup, teşebbüs ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla terörle mücadelede liderlerin kararlı olduğu kaydedildi. 17 Eylül’de Türkiye ve Rusya arasında yaplan İdlib konulu Soçi mutabakattan duyulan memnuniyet ve Suriye’de tarafların kimyasal silah kullanmalarına karşı olunduğu ifade edildi.

Bu zirvenin masası 6 yıl önce 30 Haziran 2012’de Cenevre’de kurulan ilk masa ile aynıdır. İstanbul’da yapılan zirvede ABD’li bir yetkili olmasa da masayı kuran kâfir Amerika, oturanlar ise sömürgeci Avrupa ve Suriye’de taş üstünde taş bırakmayan katil Rusya’dır. Sonuç bildirgesinde BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına vurgu yapılması sürecin ABD’nin kontrolünde olduğunu göstermektedir. Önceki pek çok kararda olduğu gibi bu bildiride de Türkiye’nin tezlerine yer verilmemiş olması, sürecin ABD güdümünde olduğuna en açık kanıttır. Türkiye bu zirveye ev sahipliği yaparak Suriye halkının faydasına değil, bilakis ABD’nin çıkarlarına açıktan hizmet etmiştir.

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu olarak ABD’nin sömürgeci çıkarlarını koruyan, Suriye halkını katil rejimin insafına bırakan bu tür sinsi planlar karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye yöneticilerini uyarıyor, kâfir ABD’nin kurduğu, sömürgeci Avrupa ve katil Rusya’nın oturduğu masadan Suriye halkının faydasına bir çözüm çıkmayacağını bildiriyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yandan BM genel kurulunda “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek Güvenlik Konseyi’nin hegemonyasına tepki gösterirken öte yandan Suriye’ye ilişkin Güvenlik Konseyi kararlarının bağlayıcılığından söz etmesi nasıl bir çelişkidir böyle, Allah aşkına! Neden böyle davranıyorsunuz? Kardeşimiz ve dostumuz olduğu halde, neden Türkiye’yi Suriye halkına düşman bir pozisyona sokuyorsunuz? Katil rejimin, Rusya ve İran’ın işlediği cürümleri, çiğnenen bunca namusları, Suriye’yi darmadağın eden bunca yıkımı niçin görmezden geliyorsunuz? Katil Esed’in efendisinin, Putin’in Suriye’ye girmesine izin verenin, fitnenin çıkmasını destekleyenin Amerika olduğunu görmüyor musunuz? Suriye halkının başına gelenlere karşı öfkeniz nerede kaldı ki, bugün esedli suriye ihtimalini dile getiriyorsunuz. Yolunuz yol değil! Bu yolu sürdürmeniz ve tutumunuzu değiştirmediğiniz takdirde sizleri Allah’ın gazabı, Suriye halkının öfkesi ve İslam ümmetinin nefreti hususunda uyarıyoruz. Gelin bu kötü yoldan geri dönün!