Cumhurbaşkanı Erdoğan 29 Temmuz Pazartesi günü eşcinsel sapkınlar ve LGBT örgütleri hakkında bir açıklama yaptı ve şöyle dedi: “Birileri sinsice milli ve manevi değerlerimize saldırıyor. Genç dimağları zehirlemek gayretindeler. Bu tür marjinal akımları destekleyenler bizim gözümüzde aynı sapkınlığın ortaklarıdır. Buradan halkımızı Rabbimizin yasakladığı her türlü sapkınlığı destekleyenlere dikkatli tavır almaya davet ediyorum”

Bu açıklamaya bakıldığında sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan icra makamında oturduğunu unutmuş gözüküyor ve sorumluluğu halka yüklüyor. Hâlbuki yakın siyasi tarih şahittir ki, haramlara, kötülüklere ve sapkınlıklara yol veren, toplumun değerlerini erozyona uğratan, bağlarını zayıflatan, birliğini parçalayan ne kadar sapkın fikir var ise bunların önünü açan bizzat devlettir ve iktidardır! İktidara gelebilmek için “bir oy bir oydur” mantığıyla seçim dönemlerinde eşcinsel sapıklara göz kırpan, Batılı ülkelerin desteğini arkasına almak için; “Eşcinsellerin de, kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde, yasal güvence altına alınması şart” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır! Eşcinsel sapıkların her yıl düzenlediği “Onur Yürüyüşü” AK Parti’nin iktidar döneminde gerçekleşmiştir! Her türlü cinsel yönelim hakkını savunan ve bu eğilimleri koruma altına alan “İstanbul Sözleşmesi” 2011 yılında Ak Parti iktidarı döneminde imzalanmıştır! Üniversite sınavında eşcinsel bir sapık hakkında övücü cümlelerle soru soran ÖSYM Başkanı'nı başkası değil Cumhurbaşkanı atamıştır! Dolayısıyla eşcinsellerin sapkınlıklarına ve LGBT derneklerine tavır alınması gerekiyorsa bunu kanun ve yasal düzenleme ile iktidar partisi ve devletin en yetkili icra makamında oturan Erdoğan yapmalıdır.

Ey Yöneticiler! İktidar olarak siz bu sapkınlıkları yasal olarak koruma altına almışken halktan nasıl bir tavır almasını bekliyorsunuz! Bu nasıl bir aymazlıktır! Bu nasıl bir çelişkidir! Devlet, halkını kötülüklerden korumak için kanun koyar ve uygular. Bu kanunlara uymayanları cezalandırır ve böylece toplumsal düzeni sağlar. Toplumsal değerlere zarar veren her şeyin önüne geçer. Böylece halkını sapkın fikir ve davranışlardan korumuş olur. Halkını tüm kötülüklerden korumak devletin birinci vazifesi iken; halka “lütfen kendinizi sapkınlıklardan koruyun” demek ne ile izah edilebilir? Devlet, halkını korumaktan aciz iken halk kendisini nasıl koruyabilir?

Ey Cumhurbaşkanı! Madem eşcinsellik, sapkınlık ve fuhuş bu toplumun değerlerine aykırıdır, öyleyse iktidar olarak, devlet olarak bu sapkınlıklara ilk tavrı devletin alması gerekmektedir. Bu nedenle derhal, vakit kaybetmeksizin eşcinsel dernekler kapatılmalı ve faaliyetleri yasaklanmalıdır. Eşcinselliği öven, ona davet eden, destekleyen, masumlaştıran ve meşrulaştıran her ne yapılıyorsa yasaklanmalı bütün bunları her kim yapıyorsa şiddetli bir şekilde cezalandırılmalıdır. Eşcinselliği koruma altına alan başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere tüm yasalar iptal edilip yürürlükten kaldırılmalıdır. O zaman halka dönüp “biz üzerimize düşeni yaptık sıra sizde.” diyebilirsiniz! Bunları yapmadan halktan bir talepte bulunmanız samimiyetsizliktir. Riyakârlıktır!

Ey Müslümanlar! Son olarak diyoruz ki; tüm kötülüklerin anası şu an mevcut olan laik, demokratik, kapitalist küfür sistemidir. Bu sistem yıkılmadıkça kötülüğün bulaşıcı bir hastalık gibi tüm topluma sirayet etmesi kaçınılmazdır.