Suriye'de 2,5 yıldır her gün yüzlerce Müslüman'ı katleden vahşi Baas rejimi, 20 Ağustos Salı gecesi Şam'ın Doğu Gota ve Batı Gota bölgelerinde kimyasal silah kullanmak suretiyle yeni katliamlar yaptı. Çoğunluğu çocuk binlerce Müslüman'ın katledildiği bu saldırılar, hem de BM'nin kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını araştırmak için Suriye'ye gönderdiği heyetin Şam'da hazır bulunduğu bir zamanda yapılmıştır.

Baas rejiminin kimyasal silah kullanarak yaptığı bu katliam hakkında, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı şu resmi açıklamayı yaptı: "Suriye'de Şam'ın Doğu Gota ve Batı Gota bölgelerinde dün (20 Ağustos) gece rejim güçlerince kimyasal silah kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen saldırılar sonucunda yüzlerce sivilin hayatını kaybettiğine dair haberler büyük bir endişeyle izlenmektedir. Suriye'de kimyasal silah kullanımı iddialarının doğruluğunu araştırmak üzere oluşturulan ve halen bu ülkede çalışmalarını sürdüren BM Araştırma Misyonu da söz konusu iddiaları araştırmalı ve bulgularını ortaya koymalıdır. Şayet iddialar doğruysa, uluslararası camianın insanlığa karşı suç teşkil eden bu kabul edilemez vahşet karşısında gereken duruşu sergilemesi ve tepkiyi göstermesi kaçınılmazdır"

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri bakanlığından yapılan bu açıklamada, Müslümanlar katledilirken İslam beldelerindeki yöneticilerin bu katliamları hala "endişe ile" izlediklerini bir kez daha görmüş olduk. Bu açıklamada, Müslümanlar katledilirken İslam beldelerindeki yöneticilerin asıl sorunun kaynağı olan BM'yi göreve çağırdıkları bir kez daha duymuş olduk. Müslümanlar katledilirken İslam beldelerindeki yöneticilerin kınama açıklamalarına bir kez daha şahit olduk.

Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti Medya Bürosu olarak Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerine sesleniyoruz ve diyoruz ki: Suriye halkı 2,5 yıldır tüm katliamları yalnız ve çaresiz yaşarken ne BM'den, ne kâfir Batı'dan, nede ABD'den yardım istemedi. Suriyeli çocuklar bundan tam iki yıl önce "Vâ Mutasımâh" (Yetiş ey Mutasım), "Vâ Erdoganâh" (Yetiş ey Erdoğan) diyerek sizden yardım istedi. Banyas halkı BM'yi değil, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak sizi yardıma çağırdı. Şimdi ise daha dünkü kimyasal saldırı karşısında çaresizlikle "Ey Erdoğan, Ey ümmetin orduları size çağrıda bulunuyoruz. Burada ümmetin evlatları katlediliyor, ümmetin çocukları öldürülüyor" diyerek ordularınızı harekete geçirmeye çağırdı.

Peki ya siz ne yapıyorsunuz? Katliamları endişe ile izlediğinizi açıklıyorsunuz ve yine BM'yi göreve çağırıyorsunuz. Suriye halkının çığlıkları ABD, Avrupa ve Rusya'yı aşarak size ulaşmıyor mu? Suriye'de katledilen çocuk ve kadınların feryadına ne zamana kadar kulaklarınızı tıkayacaksınız. Geçmişinizi, tarihinizi, ecdadınızın bıraktığı mirası ve onunla ulaştığınız izzetli ve şerefli günleri özlemediniz mi? Bu zillet gömleğini çıkarmanızın vakti gelmedi mi? Kâfirlerin ümmeti daha ne kadar aşağılamasını ve katletmesini bekliyorsunuz?

Katil katletmeye devam ederken, siz daha ne kadar Müslüman kanının dökülmesine seyirci kalacaksınız?