حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: TR–BA–2016–MB–TR–029 |
H. 10 Muharrem 1438 M. Salı, 11 Ekim 2016 |
Basın Açıklaması
Katil Putin İle Suriye’ye Barış Getirmeyi Beklemek Hezeyan Değil de Nedir?
Dün İstanbul’da 23. Dünya Enerji Zirvesi yapıldı ve Rus lider Putin’in de katıldığı zirvenin açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Dünyanın dört bir yanından gelen siz değerli devlet başkanlarına, siz kıymetli katılımcılara sesleniyorum: Suriye'ye, Irak'a, Ortadoğu'ya huzur ve barış getirmek için gelin el ele verelim.” Zirve sonrasında Erdoğan ve Putin, Suriye ve Halep’in durumu ile Fırat Kalkanı Harekâtının konuşulduğu bir görüşme gerçekleştirdiler ve akabinde ortak basın toplantısı düzenlediler. İki lider enerji başta olmak üzere Suriye ve Irak meselelerindeki işbirliğinin geliştirilmesi konularında mutabık olduklarını açıkladılar.
Uçak krizi sonrası Putin’in, Türkiye’ye gerçekleştirdiği bu ilk ziyarette Erdoğan’ın Putin ile verdiği samimi pozlar, medya tarafından köpürtülerek kamuoyuna servis edildi. Rusya’nın Suriye’de katliamlarına devam ettiği, rejim güçleriyle birlikte Halep’te taş üstünde taş bırakmadığı bir dönemde yapılan bu ziyaret, Türkiye halkının ve tüm Müslümanların duyguları ve değerleri ile alay etmektir. Erdoğan katil Putin’i Türkiye’ye davet edip enerji anlaşmaları yaparak geçmişte yaptığı paratonerlik görevini devam ettiriyor. Zira Putin’e karşı Türkiye halkının ve tüm Müslümanların öfkesi devam etmektedir. Cumhurbaşkanı bu tür girişimlerle Putin’e karşı Müslümanların öfkesinin dineceğini mi zannediyor? Öyleyse kendisine soruyoruz; Putin İslam ve Müslümanların düşmanı değil midir? Rusya; Suriye, Çeçenistan, Afganistan ve Kırım’ı işgal eden sömürgeci bir devlet değil midir? İşgal ettiği bölgelerdeki insanlık dışı uygulamaları ve katliamlarının haberleri size ulaşmadı mı? Putin sizin için değerli bir lider olabilir, ancak Müslümanlar için o her daim, İslam düşmanı ve Müslüman katili olarak bilinecektir. Çocuk katili Putin ile Suriye ve Irak’a huzur ve barış getirmeyi beklemek ise büyük bir hezeyandır. Çünkü Suriye halkı, Putin ve Obama’nın iş ortağı olduğunu en az sizin kadar bilmektedirler.
Cumhurbaşkanı görüşmede: “Putin ile Fırat Kalkanı konusunda ne gibi işbirlikleri yapabileceğimizi görüştük” derken, Rus lider: “De Mistura'nın önerdiği, silahı bırakmak istemeyen grupların uzaklaştırılması için Erdoğan ile birlikte çaba göstereceğiz” açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı ve Putin’in yaptığı bu açıklamalar Fırat Kalkanı Harekâtının uluslararası güçlerle işbirliği halinde yapıldığının apaçık göstergesidir. Zira hem Rusya, hem de ABD, Fırat Kalkanı Harekâtını desteklemişlerdir. Bu haliyle Fırat kalkanı bir zafer değil, aksine Halep’e yönelik bir kumpas harekâtıdır. Soruyoruz; bu açıklamalar Halep’e kumpas kurulduğunun kanıtı değil midir? Bu açıklamalar, Amerikan çözüm planını Suriye’de yerleştirmek için Rusya ile birlikte vekâlet savaşı verildiğinin ikrarı değil midir?
Ey Müslümanlar! Türkiye’deki yöneticiler, Halep’te yaptığı katliamlara rağmen Putin’in kanlı elini sıkmayı onur sayıyorlar. Suriye ve Kırım’ın işgalcisi Rusya ile işbirliği yapmayı dış siyasette başarı olarak görüyorlar. İslam beldelerindeki sorunlara Müslümanların düşmanlarıyla ortak çözüm sunmayı strateji olarak gösteriyorlar. Amerika adına Cerablus’ta vekâlet savaşı yürütmeyi büyük bir zafer sanıyorlar. Oysaki onların bu yaptıkları hem bizlerin hem de Halep, Dera, İdlip ve Şam halkının kalbini yaralıyor. Biz bu kumpasları ifşa ediyoruz. Sizler de bu sinsi planların başarıya ulaşmasına izin vermeyin. Biladü’ş Şam'ı, İkinci Raşidî Hilafet Devleti için bir hareket noktası olacak Dâr-ul İslam'ın merkezi yapmak için çalışanlara yardımcı olun.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: www.hizb-turkiye.com |
E-Mail: bilgi [@] hizb-turkiye.com |