2017-2018 Eğitim-Öğretim dönemi dün itibari ile başladı ve yaklaşık 18 milyon öğrenci ders başı yaptı. Haftalardır medya ve siyaset çevrelerinde süregelen yeni eğitim müfredatı tartışmalarına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldırılmasını istediği TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) konusu da eklendi. Amerika’ya seyahatinden önce açıklamalarda bulunan Erdoğan: “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım” diyerek eğitim tartışmalarına yeni bir boyut daha kazandırdı.

Eğitim müfredatında yapılan kısmi değişikliklerden sonra eleştirilen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise “Biz evrime karşı değiliz, bilim bir şey diyorsa buna karşı olabilmek mümkün değil” diyerek esasen müfredatta değişen bir şey olmadığını teyit etti.

Toplum açısından hayati bir konu olmasına rağmen maalesef devletin bugüne kadar düzenli ve başarılı bir eğitim sistemi oturtamadığı herkesin malumudur. Geleceğimizi inşa edecek olan çocuklarımızı nasıl eğiteceğimiz konusunda cumhuriyet kurulduğundan bu yana büyük bir karmaşa yaşanmaktadır. Bir ülkenin en istikrarlı olması gereken sistemi, maalesef ki yapboz tahtasına döndürüldü. Hem sistemde hem de müfredatta yapılan değişiklikler, kısa bir süre sonra yine bu değişiklikleri yapanlar eliyle kaldırıldı. Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirdiği ve kalkmasını istediği TEOG sınavı, 2013-2014 yılında kendisinin başbakanlığı döneminde yürürlüğe girmişti. TEOG sisteminin üzerinden daha sadece dört eğitim dönemi geçmesine rağmen bugün onunda kaldırılması gündemdedir.

Türkiye’nin yamalı bohçaya dönmüş eğitim sistemi OECD ülkeleri arasında matematik, fen bilimleri ve okumada sondan ikinci sırada yer almaktadır. Yapılan tüm revizyonlara rağmen eğitim sistemindeki sorunlara çare bulunamamaktadır. Zira taklitçi ve ezbere dayalı bir yöntem, karma (kız-erkek) bir uygulama, sıklıkla değişen müfredat ve tamamen rejimi koruma refleksi ile laikliğin dayatıldığı bir eğitim sisteminin başarılı olması ve geleceğimizi inşa edecek aydınlar yetiştirmesi imkânsızdır. Bilgi, fikir, icat ve keşif yapması gereken körpe dimağlar karma ve laik eğitim sistemi ile adeta felç edilmektedir. Eğitim sitemi çocuklarımızın ve gençliğimizin aklını ifsat eden bir bataklık olan laikliğin üzerine inşa edilmiştir. Laik Kemalistlerin “on yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan” demesi bundandır ve buna rağmen hükümetin yaptığı sadece bataklığı ıslah etme çalışmasıdır.

Batının dayattığı fasit fikirler ile seçkin bir nesli inşa etmek imkânsızdır. Toplumu ve geleceğimizi kurtarmanın tek yolu; İslam Akidesi üzerine bina edilen bir müfredat, İslami akliyet ve nefsiyet üzerine inşa edilen bir öğretim siyaseti ve gayesi İslam şahsiyetine sahip gençler yetiştirmek olan İslam’ın Eğitim Sistemi’dir. İşte İslam Ümmetini bulunduğu vakıadan kurtaracak ve yeniden altın nesli inşa edecek olan yegâne çözüm Hilafet Devletinin eğitim sistemidir.