Yaklaşık yedi ay önce Husi milisler tarafından gözaltına alınan Abdullah Ahmed Naci’nin Ta’iz Muaviye zindanındaki tutukluluğu devam ediyor. Burası, Salih kent cezaevi olarak da adlandırılmaktadır. Naci’nin, Yemen’de devam etmekte olan iç savaş ve çatışmayı deşifre eden Hizb-ut Tahrir üyeliği dışında hiçbir suçu yok. Yemen’den süren çatışma, sömürgeci kâfirlerin planlarına hizmet etmek için ülke ve halkı helak etmiştir.

Husi milisler, entelektüel çatışma ve siyasi mücadele dışında hiçbir silahı olmayan, amacına ulaşmak için materyalist eylemlerde bulunmayan Hizb-ut Tahrir’in hak sözü haykırmasından korkuyor. Bu milisler, ajan zorba rejimler gibi iflas ve kibirden mustarip, hatta cürüm olarak çok daha beterdirler. Zira Hizb-ut Tahrir’li ya da diğer sadık ve masum insanları tutuklayıp cezaevine atıyorlar. Gerçekten de bazı silahlı milisler, insanlara şantaj yapan, sahte bahanelerle insanların parasını alan gangsterler gibi davranıyorlar.

Bu milisler, kaotik ve barbarcadır. Naci’yi mahkemeye çıkarmıyorlar, ailesinin ziyaret etmesine de izin vermiyorlar. Davayı takip edenlere defalarca söz verdikleri halde serbest de bırakmıyorlar. Bu milislerin zulüm ve yalanı sürdürdükleri apaçık ortadadır. La havle ve la kuvvete illa billah. Allah bize yeter ve O ne güzel vekildir.

Gariptir ki Husi milisler, zulümle ilgili şikâyet büroları açtıklarında, davayla ilgili defalarca şikâyetinde bulunduk. Ama sanki sağıra konuşuyor gibiyiz. Son olarak davaya bakan savcı, konuyla ilgili kendilerine hiçbir şey ulaşmadığını iddia etti. Yoksa cezaevi onların cezaevi değil mi?

Biz bu milisleri zulümde direnmekten sakındırıyoruz. Zira zalimlerin yakalanışı çok şiddetlidir ve hesapları da ağırdır. Allah, ihmal etmez mühlet verir. Tarih, kayıt altındadır. Ümmet, kendisine ve İslam’ın uygulanmasına, devletin kurulmasına davet edenlere karşı yapılan ihaneti asla affetmez. Biz, Husi milisleri asılsız, evham ve yanılsamalara dayalı suçlamalar nedeniyle haksız yere tutuklu bulunanları serbest bırakmaya çağırıyoruz ve çağırmaya da devam edeceğiz. İslam’a hangi yardım etmekten bahsediyorlar? İslam Devletini kurmak için çalışan dava erleri ile mücadele etmek İslam’a yardım mı? İslam, onların bu eylemlerinden ve şaibeli suçlarından razı mı? Yoksa İslam, ailelerine bakan insanların haksız bir şekilde hapse atılmasından hoşnut mu? Bu insanların hapse atılmasından ötürü aileleri ölümle karşı karşıya. Bayram geldi ve onlar cezaevindeler. Ailelerin hayatta kalmak için temel ihtiyaçlarını karşılayacak evin direkleri yok.

Hizb-ut Tahrir, devam etmekte olan zulme rağmen Allah’ın izniyle yoluna devam edecektir. Tiranların eylemleri onu sarsamaz. Amacından ve metodundan saptıramaz. Yeryüzünde savunmasız müminlere Allah’ın zafer ve hâkimiyeti gelene dek İslam Devletini kurma keyfiyetinde Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu örnek edinmeye devam edecektir.

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ“Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.”^{[Mümin 51]}