Rafinerilerin yetersiz olduğunu söylemek, ham petrol üretmek yerine yakıt ithal etmek, işçileri işten atmak, rafineriyi “değersizleştirmek”, rafinerilerin işletilmesini talep eden işçileri tutuklamak, işgal güçlerinin kontrolü altındaki rafinerileri kasıtlı ihmal ve yıkıma terk etmek gibi Aden rafinerileri ile ilgili bir takım çalışmalar, Main Abdul Malik hükümetinin Aden rafinerilerini “uluslararası özelleştirmeye” sunma niyetinde olduğunu gösterdi. Petrol Bakanı Evs El Ud, El Ğad El Maşrık kanalına verdiği röportaj sırasında bu niyeti doğruladı. Bu bağlamda 2019 yılının başında rafinerilere kasten zarar verildi. Rafineri tankında yangın çıktı. Dünya Bankası’ndan bir heyet Aden’i ziyaret etti ve Main Abdul Malik ile bir araya geldi.

IMF ve Dünya Bankası, Aden rafinerilerinin özelleştirilmesini istiyor. Amerika, perde gerisinden Amerikan şirketleri aracılığıyla Yemen ekonomisinin dinamiklerini kontrol altına almak için Main Abdül Malik hükümetine IMF ve Dünya Bankası yoluyla baskı yapıyor.

Amerikalılar, özelleştirme adı altında Maine ve Bechtel gibi Amerikan şirketlerine KİT’leri peşkeş çekmek için Dünya Bankası ve IMF’yi kullanırken, Yemen halkı ekonomiyi mahvetmek isteyen Dünya Bankası ve IMF’nin yapısal programlarından bihaber. Çünkü Müslümanlara kapitalist ekonomik sistem uygulanıyor. İngilizlere gelince, halkı uyandırmadan Yemen ekonomisinin kontrolünü ellerinde tutuyorlar. Halkı uyandırmamak için farklı bir yol izlediler. Ahmed İsa b. Sultan El Uzelli gibi çıkarı İngiliz çıkarlarına bağlı olan kişiler aracılığıyla kamu mallarını çaldılar. İngilizler, Güney Yemen’i işgali sırasında bu kişiyi Ebyan iline yönetici olarak atadılar. İngilizler ile yaptığı işbirliği sayesinde Yemen’deki birçok ekonomik tesisin sahibi oldu. Şimdi de Aden rafinerilerini satın almak istiyor ve Aden rafinerilerinin tanklarını kiralamasının ardından satın almasına ramak kaldı. Batılı kapitalist iktisatçılar, Dünya Bankası ve IMF tavsiyeleri ve reçetelerine uymayan ülkelerin ekonomik açıdan başarılı olduğunu söylediler. Dünya Bankası ve IMF, ülkeyi ekonomik krizden kurtarmak için ekonomi danışmanlığından ekonomik darlıktan kurtarmaya geldikleri ülkenin ekonomik tesislerinin hızla sahibi haline geliyorlar! 2. Dünya Savaşı sonrası 1945’te Amerika’da Bretton Woods’ta kurulan Dünya Bankası ve IMF, kurulduğundan bu yana Endonezya, Mısır, İran, Malezya, Guatemala, Bolivya, Brezilya, Ekvator, Meksika ve en son Yemen olmak üzere onlarca ülkenin petrol ve mineral kaynaklarını ve yeteneklerini kontrol altına alarak yok etti...

Yemen halkı bu yapılanlara daha ne kadar sessiz kalacak? Halk, Dünya Bankası ve IMF’nin ülke yöneticileri ile planladıkları özelleştirme programlarını önleyebileceklerinin ne zaman farkına varacak? Yemenliler, 1300 yıldan daha fazla bir süredir ekonomik hayatı mükemmel bir şekilde sürdürmeyi başarmış bir ekonomik sisteme sahiptir. Yoksa İslam’ın ekonomik sistemi olmadığı söylemine teslim mi oldular?

Hizb-ut Tahrir, Yemen halkına bugün siyasi, ictimai ve dış ilişkilerde Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinde uygulayabileceği ekonomik bir sistem sunuyor.