02 Mart 2020 Pazartesi günü Husiler, El Cevf eyaletinin başkenti El Hazım ilini ele geçirdiklerini açıkladılar. Hadi güçlerinin güvenilir kaynakları, Twitter hesabından yaptıkları açıklamada ve El Cevf savaşından bildirildiğine göre Suudi Arabistan, Husilerin ilerleyişini durdurmak için savaşçılara yeterince destek sağlamadı. Bu olay, Husilerin Başkent Sana’ya bitişik birkaç müdürlükleri ve cepheleri ele geçirmelerinin ardından gerçekleşti. BM Özel Elçisi Griffith’in Sana’da olduğu ve Avrupa delegasyonlarının Sana’da bulunduğu günlerde Naham cephesi kızıştı. Birkaç gün sonra da cephe düştü. Devlet Başkanı Hadi yanlısı güçler, Naham cephesinden Marib ve El Cevf iline doğru 30 kilometrelik taktiksel bir çekilme sağladıklarını duyurdular. Husiler, terk edilen ve transferleri sırasında Suudi uçaklarının bombalamadığı silah ve ekipmanlardan yararlandılar. Suudi Arabistan, silahlarıyla birlikte cepheyi Husilere teslim etti, Hadi yanlısı güçlerin komutanlarına geri çekilmesi için baskı yaptı. Husiler için Marib’i kontrol etmekten başka çare kalmadı! Orasının Amerika ile ortak mücadele ettikleri teröristlerin yuvası olduğunu ileri sürdüler. Bu yüzden bu illerde Husilere destek çıkması Amerika’nın çıkarına. Keza Islah Partisi ve güçlerinin ortadan kaldırılması, Husileri kabule zorlanması ve askeri gücünden soyutlanması da ABD’nin çıkarınadır. Suudi Arabistan da böyle istiyor, İngilizlerin etkisini zayıflatmak ve efendisi Amerika’ya hizmet etmek için çalışıyor.

Böylece Yemen’de Anglo-Amerikan çatışması devam ediyor. İngiliz ajanları Suudi Arabistan ile Amerikan yanlısı Husilerin kıskacında kaldılar. Bu da Suudi Arabistan’ın, Yemen dosyasında Husiler ile mutabakata varabileceği anlamına geliyor. Tıpkı Amerika’nın, İngiltere’nin kendisiyle birlikte hareket etmesini istemesi gibi. İngiltere, sadece ajanları ve siyasi dehasıyla Amerika ile yüzleşmeye cesaret edebilir.

Husilerin bu cepheleri ve illeri ele geçirmesine şaşırmamalı, zira Devlet Başkan Hadi’nin ülkeden kaçışının ve popülerliği olmayan Husilerin kontrol alanlarını genişletmelerinin ardından ABD’nin istediği gibi Suudi Arabistan’ın onları kurtarmak, mazlumiyet kazandırmak ve Yemen yönetimine ortak etmek için kararlılık fırtınası operasyonuna kalkıştığını biliyoruz. Hizb-ut Tahrir, mücrim kararlılık fırtınasından iki gün sonra yayınladığı bildiride bunu açıkça dile getirdi. Bildirinin linki: (http://hizb-ut-tahrir.info/ar/index.php/leaflets/hizb/30098.html)

Ey iman ve hikmet halkı! İslam ile hükmetmesi için dizginleri kime teslim ediyorsunuz? Sizi basiretle kollayıp koruyanlara mı yoksa yeni bir yüzle sizi sömürgeciliğin kollarına atmak için sizi aldatıp kandıranlara mı? Rabbinize dönmenizin ve aranızda İslam’ı hakem kılmanızın zamanı gelmedi mi?

Suudi Arabistan, İran ya da Birleşik Arap Emirlikleri olsun Batılı sömürgeci efendilerini memnun etmek için çalışan kukla rejimler size hiçbir fayda sağlamayacaktır. İmanınız ve hikmetiniz nerede? Eğer inanıyorsanız iman ve hikmete yeniden itibar kazandırmanın zamanı gelmiştir. Onun için savaşı durdurun, uğrunda mücadele ettiğiniz Cumhuriyet yerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulması ve İslam’ın hakim olması için çalışın. Sadece Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in devleti gibi bir devlet, kalpleriniz arasında ülfet oluşturabilir.