Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümetinin Gençlik ve Spor Bakanı ve El Hak Partisi Genel Sekreteri Hasan Zeyd, 27 Ekim 2020 Salı günü kimliği henüz belirlenemeyen silahlı bir grubun ateş açması yaşamını yitirdi. Suikast, Sana’daki Husi taraftarı olan Ahmed Şerafettin, Abdülkerim Cedban, Abdülkerim El Hayvan, Muhammed Abdülmelik El Mütevekkil suikastlarına çok benziyor. Soruyoruz: Hasan Zeyd suikastı, Husilerin kontrolündeki Sana’da yeni suikastlar döngüsü için bir başlangıç mı olacak? İngiliz-Amerikan çatışması yürüten gruplar, Aden’deki suikastlar kapısını ardına kadar araladılar mı?

Sana’a’daki Husiler, Yüksek Siyasi Konsey Üyesi Muhammed Ali El-Husi aracılığıyla saldırıyı kınadı. 28 Ekim 2020’de El Sevra gazetesine Hasan Zeyd’in suikastı hakkında konuşan El Husi, bu suikastın cinayetler listesine eklenen siyasi bir cinayet olduğunu söyledi. 27 Ekim 2020 tarihinde El-Mayadeen kanalına konuşan Muhammed El Buhayti de, “Suikastın arkasındaki kişilerin” savaşın başından beri onu hedef listesine koyan koalisyon ülkeleri” olduğunu söyledi. Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi El-Meşat, 28 Ekim 2020’de El Sevra gazetesine yaptığı açıklamada, “Güvenlik kurumlarının canileri en kısa zamanda yakalamak için çabalarını ikiye katlaması gerektiğini” belirtti. 28 Ekim 2020’de El-Masirah sitesinin aktardığına göre İçişleri Bakanlığı Tuğgeneral Abdul Halik El-İcri Resmi Sözcüsü, “Bakanlığın, Yemen güvenlik birimleri ve istihbarat servisi ile işbirliği içinde Gençlik ve Spor Bakanı şehit Hasan Zeyd suikastı faillerine ulaştığını” söyledi. Muhammed Ali El Husi, 31 Ekim 2020 cenaze günü Sevra gazetesine yaptığı açıklamada, “Saldırgan ülkeler şehidi öldürdüler, öldürülmesine 10 milyon dolar ödül koydular.” dedi.

Husiler tarafından yapılan bu açıklamalar, onları suç dairesinden muaf tutuyor. Hasan Zeyd, Husi kanatları arasında yaşanan çatışmanın bir kurbanıdır. Sa’da kanadını, Hüseyin Bedreddin El-Husi kurdu. Babası asıldır. Sa’da menşeli olmayıp Sana’da katılanlar bu gruba egemendir. Cinayete kurban gidenler de onlar. Yeni İran Büyükelçisi Hasan Erlo’nun Yemen’e gelişi, Dışişleri Bakanı Hişam Şerif’e güven mektubunu sunması ile Hasan Zeyd suikastı arasında bir link var. Husilerin alelacele Hasan Zeyd katillerinin yakalandığını duyurması, güvenlik programlarını ABD’nin finanse ettiğine dair bir mesajdır. Güvenlik işlerini sıkı tuttular, özellikle sokaklara ve yollara kameralar yerleştirdiler. İngiltere, ajanları için böyle bir şey yapmamıştı. Hasan Zeyd suikastını işleyen iki kişinin öldürülmesi şüpheleri iyice artırdı. Önceki suikastları işleyenlerin kimlikleri ve bu suikastların arkasındaki kişiler, kamuoyuna açıklanmadı. Sa’da merkezli Husi liderlerin suikasta uğradığına tanık olmadık. Onlara suikast, Husiler üzerinde suikasta maruz kalanlardan daha fazla etkiye sahiptir! Bu, Husiler içindeki kanatlar çatışmasının bir göstergesidir.

Yemen’deki İngiliz-Amerikan çatışmasında ajan olarak görev alanlar ve insanların kanını açıkça dökenler, insanların kanını nasıl koruyabilir? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ “Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar.”^{[Furkan 68]} Doğum gününü kutladıkları Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem de Kâbe’ye bakarken şöyle buyurmuştur:

لَقَدْ شَرَّفَكِ اللَّهُ، وَكَرَّمَكِ، وَعَظَّمَكِ، وَالْمُؤْمِنُ أَعْظَمُ حُرْمَةً مِنْكِ “Kuşkusuz Allah seni çok şerefli, çok mükerrem, çok azametli kılmıştır; fakat mümin senden daha saygındır.”

Politik, ekonomik ve diğer hayat sistemlerinde şeri hükmü uygulayacak olan Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti, ceza kanunu ile insanların kanını koruyacak ve onurlarını savunacaktır. Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”