Tihame sahilinde ölümler, fetal anomaliler, neonatal bozukluklar, hayvan ölümleri, bitkilere, tarım arazilerine, ekinlere, yeraltı sularına ve yaşamın çeşitli yönlerine verilen zararlar şok edici ve korkunç bir hızla arttı. Tihame Geliştirme Kurumu’ndan bir mühendis, zehirli atıkların insanların sağlığına, yenidoğanların güvenliğine ve Yemen’in bazı bölgelerinde çevreye feci etkilerinin olduğunu söyledi. Komisyoncuların, sanayi ülkelerinin bu atıklardan kurtulması karşılığında büyük meblağlarda paralar aldıklarını vurguladı. Yemen’deki çevre konularında uzmanlaşmış “Yeşil Rüya” sitesi 2013’ün ortalarında yayınladığı bir videoda, Kızıldeniz kıyısında yer alan El Hudeyde Valiliği’ne bağlı El Selam mahallesinde yer altında yabancı maddelerin yakılma olgusu rastlanıldığını aktardı. Tihame Geliştirme Kurumu jeoloji mühendisi Muhammed El Sağiri, “Geçen yüzyılın seksenli yıllarında Cemişe bölgesinden El Hudeyde’deki kanalizasyon havzalarına taşınan ve oraya gömülen zehirli atıkların, hala yeraltında yandığını söyledi.” Yemen’deki yerel Darüsselam Örgütü, yerel aracıların uluslararası kesimler adına nükleer atıkları Tihame kıyılarının çeşitli bölgelerine gömdüklerini ortaya çıkardı. Nükleer atıkların insan hayatı, hayvanlar, bitkiler, tarım arazileri, yeraltı suları ve hava üzerinde yıkıcı etkilerinin olduğunu belirtti. Geçtiğimiz Ekim, Kasım ve Aralık aylarında El Hudeyde Valiliği’ndeki El Cerrahi, Cebel Ras, Zebid ve Beyt El Fakih bölgelerinde çocuk ölüm istatistiklerinin endişe verici bir oranda arttığını söyledi.

Kâfir Batının bu felaketinden etkilenen tek ülke Yemen değil. Gıda, ilaç, kan ve serum ithal ettiğimiz Batı, bir mümin hakkında ne bir yemin gözetir ne de bir antlaşma. Onun için insan hayatı ucuzdur, özellikle de üçüncü dünya ülkelerinden geliyorsa. Cezayir, Lübnan ve Somali’yi zehirli nükleer atık çöplüğüne dönüştürdü. Fransa şimdiye kadar bu nükleer atıkları nereye gömdüğünü açıklamayı reddediyor. Filistin’e gelince, Yahudi varlığı hala Dimona reaktörünün atıklarını Filistin topraklarına gömmeye devam ediyor. Kimsenin sesi çıkmıyor.

Kapitalist uygarlık budur, acımasızdır, hayduttur, ekin ve nesli yok eder. Maddeyi kutsallaştırır, insanı maddenin kölesi yapar. Gücü kutsallaştırır, çünkü diğerlerine hükmetmesini sağlar. Bencilliği kutsallaştırır ve beyaz ırkın diğer insanlara üstünlüğünü savunur. Fransa kapitalist uygarlığın en çirkin yüzlerinden biridir. Tarihi, karanlıklarla doludur.  Yine de insanları hidayete götüren rahmet dini İslam’a saldırır, sömürgecilik ve yıkıma değil. İnsanlığı kurtarmak için bu yozlaşmış ve yozlaştırıcı uygarlığı ortadan kaldırmak kaçınılmazdır. Bu rolü sadece Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti ifa edebilir. Onun için ey Yemen halkı! Hizb-ut Tahrir ile çalışın. Siz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetindensiniz, durumunu umursamalısınız. Hem bu dünyada hem de ahirette kurtuluşa eren atalarınız Ensar’ın tarihini yeniden diriltmelisiniz.