29 Ocak 2024 Salı günü Sana merkezli Es Sevra gazetesi, X platformundaki Çin hesabından Arapça yaptığı paylaşımında “Çin gemileri Yemenlilerin adaletinden kurtuluyor. Çünkü Çin elini Filistinlilerin kanına bulamamış ve Yemen’in maruz kaldığı yıkıma ortak olmamıştır. Amerikan-Batı yorumu, jeopolitik gerçeklerin yanlış ve ölümcül bir yorumu olarak değerlendiriliyor. Oysa gerçek tamamen farklı. Çin gemileri, özellikle Çin’in Filistin soykırımına karışmamış ve Yemen’de yıkıma ortak olmamış olması nedeniyle Yemenlilerin adaletinden kurtuluyor.” ifadelerine yer vermiştir. Çin, Müslümanlara karşı işlediği tüm vahşeti gizlemektedir. Türkistan yöneticisinin öldürülmesinde ve petrol zengini Doğu Türkistan’ın paylaşımında Rusya’yla işbirliği ve suç ortaklığı yapmıştır. Hilafetin yıkılmasıyla meydanı boş bulmuşlardır. Rusya, Osmanlı Hilafetinin yıkılmasından sonra Batı Türkistan’ı yani “Orta Asya Cumhuriyetlerini” işgal etmiştir.

Doğu Türkistan, Uygur Müslümanlarının anavatanıdır. Çin, Müslümanların camilerinin üçte ikisinden fazlasını yıkmış, onlara baskı yapmış, yaklaşık bir asır boyunca onları İslam’ın ibadetlerini yerine getirmekten alıkoymuştur. Bu yolla kimliklerini yok etmeyi amaçlamış, çocukları “yeniden eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde” ebeveynlerinden ayırmıştır. Kadınları, “Aile Olalım” projesi kapsamında Han erkekleri ile aynı evde oturmaya mecbur etmiştir. 2019-2022 yıllarında Uygur Müslümanlarını aşağılamış, çeşitli uydurma bahanelerle (terörizm) adı altında İslam’a savaş açmış ve 1995 yılında Rusya ile birlikte Şanghay İşbirliği Örgütü’nü kurmuştur... Pekin, ellerinin Filistinlilerin kanına bulaşmadığını göstermek için tüm bunları unuttu mu? Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

الْمُسْلِمُونَتَتَكَافَأُدِمَاؤُهُمْ“Müslümanların kanı eşittir”  Doğu Türkistan’da akan kanın, Mübarek Toprak Filistin’de akan kandan hiçbir farkı yoktur. Peki Pekin hükümeti, Filistin’i gasp eden Yahudi varlığıyla diplomatik ilişki kurmadı mı? Hal böyleyken Filistin halkı için timsah gözyaşları dökmek aldatmak değil midir?

Olaylara ve eylemlere yüzeysel bakanlara diyoruz ki derin ve aydın bakın, cahil ve bozuk çıkarcı, vatansever, milliyetçi perspektiften değil, İslam inancı perspektifinden bakın. Çünkü Müslümanlar için doğru bakış açısı, akide perspektifidir. Akide perspektifinden bakış, bizi Çin’in sadece Filistin’deki halkımıza karşı değil, tüm Müslümanlara karşı işlediği eylemlerine bakmayı zorunlu kılar. Akide perspektifinden bakanlar, Kurani yürüyüş sergilediği iddia edenlerin olaylara nasıl bakacağının bilincindedir.

İslam bir ideoloji olarak siyasi bir ideolojidir, akidesi siyasi bir akide, şeri hükümleri de siyasi hükümlerdir. Toplumdaki her bireyin işlerini insan işleri olarak ele alırlar. Hayata bakış açısını, ölçülerini, kanaatlerini ve ideallerini tanımlarlar. Akidesinden fışkıran hükümlere göre davranışlarını düzenlerler. İslam’ın uygulanması için bir devletin olması lazım. Fakat söz konusu devlet yıkıldığından beri İslam ümmeti diğer ümmetler arasında koruyucusuz kalmıştır! Bu nedenle kâfir Batının içerisinde bulunduğumuz 28 Recep’te yıktığı İslam Hilafet Devleti’ni yeniden kurmak için çalışmak büyük bir farzdır. Hizb-ut Tahrir kendisini bu farzı yerine getirmeye adamıştır. Ümmet, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet yönetimi altında Yüce Allah’ın razı olacağı şekilde insanlığa yeniden liderlik edecektir. Hilafet, hiçbir kimsenin doğuşunu ve gelişini engelleyemediği sabahın doğuşu kadar yakındır. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

ثُمَّتَكُونُخِلَافَةًعَلَىمِنْهَاجِالنُّبُوَّةِ“Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”