06 Şubat 2024 tarihinde Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Muin Abdülmelik’in yerine Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mubarek’in başbakanlığa atandığını duyurdu. Ahmed bin Mübarek’in atanması, Başkanlık Konseyi’nin kontrolü altındaki bölgelerde bir dizi adayın bakanlık pozisyonu üzerinde anlaşmazlık yaşamasının ardından geldi.

İnsanların dikkatini dağıtmak için yüzlerin değiştirilmesi kapitalizmin karakteristik özelliğidir. Bakanlar yerlerini korumakla birlikte Ahmed bin Mübarek, hizmetlerin kötüleştiği, Muin Abdül Melik hükümetine karşı hoşnutsuzluğun tavan yaptığı ve zor yaşam koşulları halkın umudunu kırdığı bir ortamda başbakan olarak atandı. Sanki bu değişiklik Yemen halkının istediği bir değişiklik de. Bu değişiklik yolsuzluğu ortadan kaldıracak mı? Halka bu kukla yöneticilerin yönetimi altında bir fantezi haline gelen onurlu bir yaşam sunacak mı?

Bu değişiklik ülkedeki kukla siyasi ortamın iflas ettiğinin kanıtıdır. Bu sahte kapitalist sistemde miadını doldurmuş bu insanlardan başka biri yok mu? Halk, bu yöneticilerin yolsuzluklarını deneyimlemiş ve yönetimleri altında envaı çeşit felakete maruz kalmıştır. En temiz siyasetçi bile işleri düzeltemez çünkü yozlaşma kapitalist ideolojinin karakteristik özelliğidir. Sorunun kaynağı yetkililerin yolsuzluğundan ziyade yönetimi altında bulunduğumuz kapitalist sistemin ta kendisidir. Başbakan kim olursa olsun, bu rejim devam ettiği sürece ekonomik yıkım durmayacaktır. Yeni gelen de önceki gibi aynı şeyleri söyleyecek, ülkenin zor bir dönemden geçtiğini ve sorunlarını çözmek için elinden geleni yapacağına dair insanlara sahte güvenceler verecektir. İnsanlar yıllardır aynı yalanları duyuyorlar. Yemen halkı sahte vaatlere ve eskimiş yalanlara kanmamalıdır. İbn Mübarek ve İbn Abdül Melik aynı madalyonun iki yüzü gibidir.

Yemen halkı, bu değişikliğin bir ajanı başka bir ajanla değiştirmek anlamına geldiğini bilmelidir. Aden’deki yetkililer Ahmed Avad bin Mübarek’in atanmasına dış güçlerin müdahil olduklarını yalanladılar. Fakat kabine değişikliğini hızlandırmak için uluslararası güçlerden baskı gördüklerini, çetrefilli konularda hükümetine destek vermek üzere Amerika ve İngiltere’nin İbn Mübarek’e taahhütte bulunduklarını kabul ettiler.

Yemen’deki çalkantılı hayatın gerçek nedeni, genel olarak Yemen’de, özel olarak güneyde süregelen uluslararası çatışmadır. Ülkede İngiltere (eski sömürgecilik) ile Amerika (neo-sömürgecilik) arasında çatışma yaşanmaktadır. İngiltere, 1967’de ülkeden ayrılsa da Güney Yemen’den ayrılmamış ve bugüne kadar buradaki siyasi etkisini sürdürmüştür. BAE’deki Zayed bin Sultan ve oğulları bölgede İngiltere’nin uşaklığını yapmaktadır. ABD ise Selman bin Abdülaziz ve oğlu Muhammed bin Selman’ın yardımıyla eski sömürgeciliğin yerine geçmeyi arzulamaktadır.

Sorun ne kişiler ne de onların alternatifleridir aksine yönetim sistemidir. Kendi bekaları için mücadele eden ABD ve İngiltere, İslam’ın yeniden iktidara gelmesini engellemek için tüm güçleriyle çalışmaktadır. Yemen halkı gerçek bir değişim istiyorsa, mevcut rejimi kökünden söküp atmalı ve yerine Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmalıdır. Hizb-ut Tahrir, İslam ümmetini bu kapitalist sistemi kökünden söküp atmaya ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmaya çağırıyor. İnsanlar Hilafette yeryüzü ve gökyüzü sakinlerinin razı olduğu bir yaşam süreceklerdir.