Salı günü Sana’da 19 bakan ve üç başbakan yardımcısından oluşan kabine açıklandı. Savunma Bakanı Muhammed Nasır el-Attafi ve İçişleri Bakanı Abdülkerim Amir Ed Din el-Husi pozisyonlarını korudu. Kabinenin kurulması, Yüksek Siyasi Konsey’in 11 Ağustos 2024 Pazar gecesi Abdul Melik El Husi’nin geçen yıl Peygamberin Doğum Günü’nde yaptığı konuşmada görevden alınan Abdul Aziz bin Habtur’un yerine Ahmed Galib Er Rahvi’yi Başbakan olarak atamasından iki gün sonra gerçekleşti.

Hükümetin kurulduğunun duyurulması, Husilerin slogan olarak kullandıkları Kurani Yürüyüş ışığında ekonomik refah vaatlerini yerine getirecekleri ve devlet kurumlarındaki yolsuzluğu ortadan kaldıracakları konusunda hala umutlu olan Yemen halkının uzun bir bekleyişinin ardından gerçekleşti.

İnsanları 2011’den bu yana aradıkları değişimin gerçekleştiğine inandırmak için Ahmed Galib Er Rahvi’nin bakanlığına “Değişim ve İnşa” adı verildi. İnsanlar henüz olumlu etkisini fark etmediler. Yemen’i on yıldır süren savaşların tehlikelerinden, yoksulluk ve acılardan ve bölünme tehdidinden kurtaramayan Bin Habtur’un kabinesine daha önce Kurtuluş hükümeti adı veriliyordu.

Bin Habtur’unki gibi El Rahvi’nin kabinesinde de gerçek bir değişim ya da yapılanmanın esamesi yok. Yemen’de uluslararası çatışmanın taraflarının ateşlediği savaşı, ancak onlar durdurabilir! Önceki hükümetler gibi bu hükümet de İslam’ın hükümlerini bir kenara atıp kapitalist sistemi uygulayacağı, daha doğrusu IMF ve Dünya Bankası’nın diktelerine yerine getireceği, yağmacılık, soygunculuk ve kötülük konusunda öncekilerinden pek farksız olmayacağı, hatta daha da yüzsüz olacağı için ekonomik durum konusunda hiçbir çözüme sahip değil. İnsanlar, düşmanımızın kuklası olan bu yöneticilerin iktidarında huzur ve rahat yüzü görmeyecektir. Yıkım ve harabe binaların yeniden imar taleplerini izlemek dışında insanlara bir şey sunmuyorlar. Yeniden imar, istenmeyen yabancı inşaat firmaları aracılığıyla yurt dışı bağlantılara kapı aralayacaktır. Bu yöneticiler yüzünden hayatlarını kaybeden masum canlara gelince, Yüce Allah’ın huzuruna çıkacaklar ve böylece her can, kazandığının karşılığını görecektir.

Halk, geçmişte de olduğu gibi hükümetteki bakanlık ve yüz değişimine aşina. Yüz değişimi, Abdülaziz bin Habtur’a Ahmed Galib Er Rahvi’nin Yüksek Siyasi Konsey’deki koltuğunu kazandırdı. Diğer devlet kurumlarında da bu yüz değişimi mevcut. İpleri düşmanın elinde olan bir hükümet ne verebilir? Bu bakanlık değişiminden yararlananlar, liderleri hükümetler atayan Husilerdir. Husi lideri, görevleri ve rolleri sona erdiğinde ve kötü bakım nedeniyle insanların öfkesine maruz kaldığında, hükümetleri değiştirmekte, başarısızlıklarına kalem çekmekte, insanların öfkesini yatıştırmakta, insanlara kendisinin her türlü ihmal ve kusurdan beri olduğu algısı ve yanılsamasını vermektedir. Çemberin her zalimi çepeçevre kuşattığını bilmiyor mu?

Yemenli Müslümanların yaşadığı sıkıntı dolu hayat, İslam’ın hükümleri gerçek anlamda uygulanana kadar sona ermeyecektir. Sadece ve sadece İslam’ın hükümleri karanlıkları giderecek, adaleti tesis edecek, böylece Müslümanlar yer ve gök sakinlerinin razı olacağı bir hayat süreceklerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى * قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَنِي أَعْمَى وَقَدْ كُنتُ بَصِيراً * قَالَ كَذَلِكَ أَتَتْكَ آيَاتُنَا فَنَسِيتَهَا وَكَذَلِكَ الْيَوْمَ تُنسَى“Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz. O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin? Allah, “Evet, öyle. Ayetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun” der.” ^{[Taha 124-126]}

Yemen halkının, İslam ümmetinin bir parçası olarak, arzuladığı değişim, laik cumhuriyet sisteminin, uygulayıcı ve yürütücülerinin kökünden sökülüp atılmasıdır. Böylece acılar ve kederler dinecek, suçlar, aldatmalar, hileler ve bağımlılık ortadan kalkacak, Müslümanların tarihinde, Gazze’deki ümmetin evlatlarının ve kız kardeşlerinin hiçbir yardımcı ve destekçileri olmadan öldürüldüğü karanlık ve kasvetli dönemin perdesi kapanacak, yerini İslam’ı uygulayan, adalet ışığının yeniden parlayacağı ve Hizb-ut Tahrir uğruna çalıştığı Nübüvvet metodu üzere İkinci Raşit Hilafet Devleti alacaktır. Böylelikle hem Allah Subhânehu ve Teâlâ hem de Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözleri gerçek olacaktır:

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere hem dünya hayatında hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.” ^{[Mümin 51]}

ثُمَّتَكُونُخِلَافَةًعَلَىمِنْهَاجِالنُّبُوَّةِ“Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”