حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: YM-BA-2024-MB-TR-28 |
H. 1 Cumâde’l Ûlâ 1446 M. Pazar, 03 Kasım 2024 |
Başkanlık Konseyi ve Hükümetinin İcraatları, Çöldeki Bir Serap Gibidir, Para Biriminin Çöküşü Bunun En Canlı Tanığıdır
Son haftalarda Başkanlık Konseyi’nin kontrolündeki bölgelerde, yerel para birimi yabancı para birimleri karşısında tarihi bir çöküş yaşadı. Suudi Riyali 535, Amerikan Doları ise 2000 Riyali geçti. Bu değer kaybı, bazı şehirlerde sivil itaatsizlik hareketlerine ve işletmelerin kapanmasına yol açarken, döviz bürolarının da faaliyetlerini durdurmasına neden oldu. Hükümet ise bu duruma uygun çözümler bulmakta yetersiz kaldı.
Yemen halkı, neredeyse on yıldır süren anlamsız savaşın yarattığı bir insanlık dramı yaşıyor. Güvenliğin kötüleşmesi, maaşların kesilmesi, başta elektrik ve su olmak üzere kamu hizmetlerinin çökmesi, kötü sağlık koşulları, yaygın yoksulluk, hastalık, işsizlik ve kötü bakım gibi sorunlarla baş etmeye çalışıyorlar. Para birimindeki büyük değer kaybı, temel gıda fiyatlarının yükselmesine ve Başkanlık Konseyi’nin kontrolündeki bölgelerde insanların temel geçim ihtiyaçlarını karşılayamamasına neden oldu. Birleşmiş Milletler raporlarına göre, bu durum dünyanın en kötü ve en uzun süren insani krizlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Para biriminin değer kaybı yeni bir gelişme değil, savaşın başlamasıyla birlikte kademeli olarak başlamış olup, Aralık 2019’da Sana’daki merkez bankasının yeni banknotları yasaklamasıyla hızlanmıştır. Sana Merkez Bankası, kendi kontrolündeki bölgelerde yaşayanlara yeni “yasadışı” banknotları eski banknotlarla değiştirmeleri için bir aylık bir süre tanıdı. Bu karar, büyük bir karışıklığa yol açtı ve çöküş, 2022’nin sonunda Husilerin Başkanlık Konseyi hükümetine ham petrol ihracatını yasaklamasıyla daha da kötüleşti. Aden Merkez Bankası, bu yıl Sana Merkez Bankası’na karşı birçok hamlede bulunmuş olsa da, Aden Merkez Bankası Başkanı Ahmed el-Maabaki’nin ifadelerine göre, dış müdahaleler sonucu bu adımlar askıya alınmıştır.
Başbakanın 31 Ekim 2024 Perşembe günü gerçekleşen son toplantısı da dâhil olmak üzere sürekli yaptığı toplantılara, yabancı büyükelçiler ve ekonomik liderlerle yapılan görüşmelere, ayrıca 20 Ekim 2024 tarihinde Başkanlık Konseyi Başkanı’nın Kriz Yönetim Komitesi ve Ekonomi Ekibi Başkanı ile bir araya gelip ekonomik durumu, enflasyonu kontrol altına alacak önlemleri ve ulusal para birimini güçlendirme planlarını görüşmesine rağmen, tüm bu açıklamalar havada kalan sözler olarak kaldı ve somut çözümler ortaya konmadı. Halk, bu çöküş yüzünden fiyatlarda herhangi bir iyileşme göremedi.
Sözde meşru bölgelerdeki yetkililerin, petrol ihracatının durması ve deniz taşımacılığı maliyetlerinin artması gibi ileri sürdükleri gerekçeler, halkı uyutmak için uydurulan bahanelerdir. Zira vergi ve gümrük tahsilatı sürmekte, limanlar ve balıkçılık gibi kaynaklardan elde edilen gelir aynen devam etmektedir. Ayrıca, halka sunulan tüm hizmetler ücretli olup nakliye maliyetleri ve ürün fiyatları için ek ücretler ödenmektedir. Buna ek olarak, bu hükümet dış yardımlar ve krediler alıyor. Tüm bu vergiler, kaynaklar ve dış desteklere rağmen temel hizmetlerde iyileşme olmamış ve halkın yaşam koşullarında bir değişiklik yaşanmamıştır. Aksine, bu gelirlerin büyük kısmı yetkililerin cebine gitmektedir. Kaldı ki bu vergiler İslam şeriatına aykırıdır.
Sıralı bir şekilde yaşanan bu krizlerin başlıca nedeni, para biriminin değer kaybetmesi değil, kapitalist sistemin temel ilkelerinin çöküşü ve bu sistemin insanlara dayattığı düzendir. Ekonomik sorun, kapitalist sistemin öne sürdüğü gibi üretimde değil; servetin bireylere adil bir biçimde dağıtılmamasında yatmaktadır. Ayrıca para biriminin altın ve gümüş standardına dayanmaması, dolar gibi zorunlu kâğıt paraların kullanılması, kapitalist ekonominin faiz esasına dayanması ve mülkiyetin yalnızca özel mülkiyet ve devlet mülkiyeti ile sınırlandırılması da bu sorunun başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Oysa devlet mülkiyeti, özel mülkiyet ve halk arasında paylaştırılması gereken petrol gibi kamu mülkiyeti olmak üzere üç mülkiyet türü vardır. Ayrıca Batılı güçlere hizmet eden bu işbirlikçi yöneticiler, felaketleri ve sıkıntıları getiren araçlardır, halkı ezmektedirler. Yemen’in, başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri liderleri olmak üzere, Anglo-Amerikan uluslararası çatışmasının kıskacında bulunduğunu anlamak gerekir. Suudi Arabistan, İngiliz destekli sözde meşruiyet güçlerini zayıflatmak ve bölgede kendi etkisini artırmak için Amerika’ya hizmet ederek bu güçlere verilen yardımlara koşullar getirmektedir. İngiltere’nin işbirlikçilerini çıkarıp yerine kendi işbirlikçilerini koymayı amaçlayan efendileri Amerika’ya hizmet etmek amacıyla bunu yapmaktadırlar.
Ülkemizi ve diğer İslam ülkelerini yöneten seküler kapitalist sistemin neden olduğu bu krizlerin sebeplerini unutmamalıyız. İnsanların hayatını ve geçim kaynaklarını dolara bağlı iniş çıkışlara göre değişen bir kâğıt para birimine bağlayan bu sistem, insanın mutsuzluğunun ve hayatındaki çöküşün ana nedenidir. Bu beladan kurtulmanın tek yolu, işbirlikçi yöneticiler de dâhil olmak üzere bu sistemi tüm sembolleriyle kökünden söküp atmak ve Hizb-ut Tahrir ile çalışmaktır; Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için yoğun ve toplu bilinçlendirme, fikrî çatışma, siyasi mücadele yapmış, güç ve kuvvet ehlinden nusret talep etmiştir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |