Salı akşamı Fitch, Ürdün’ün kredi notu görünümünü negatiften durağana yükseltti. “Ürdün’ün pandemi sonrası kamu mali koşullarında ve ekonomik toparlanmada ilerleme” kaydettiğini söyledi. Dün, Ürdün Maliye Bakanı Muhammed El İssis yaptığı açıklamada, “Fitch’in Ürdün’ün kredi notu beklentilerini revize etmesi, mali politika gücünü yansıtmakta, IMF destekli zorlu yapısal reformların başarılı olacağını göstermektedir” dedi.

Bu açıklamalar, Ürdün’ün ekonomik gerçeğiyle çelişmektedir. Ekonomik uzmanlar şöyle dursun sıradan biri için bile bunu bilir. Bu manipülasyon karşısında bu yanıltıcı derecelendirme gerçekliğine ve Maliye Bakanının açıklamalarına açıklık getirmek elzemdir. Söz konusu manipülasyon, sömürgecinin ülkenin yeteneklerini ve zenginliklerini ele geçirme bağlamında değerlendirilmeli, insanları umutsuzluğa, çaresizliğe ve sömürgeci kafir Batı güçlerin siyasi emirlerini kabule sevk etmek olarak görülmelidir. Ürdün rejiminin, Yahudi varlığının yararına ve güçlendirmek için uyguladığı bu politikalar, Filistin davasını tasfiye etmek, ülkenin ve halkın siyasi ve ekonomik dizginlerini ele geçirmek için Amerika’nın belirlediği çözüm projeleridir.

1-       Fitch de dâhil olmak üzere dünyanın üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu, ülkelerin, bireylerin ve kurumların ekonomik tasnifleriyle oynayan Amerikan enstrümanlarıdır. Amerika’nın en büyük sömürge aracı IMF’ye işbirliği içerisindedirler. Amerikan çıkarlarının sağlanmasını, İslam ülkeleri ekonomilerinin kontrol altına alınmasını amaçlarlar.

2-       Ürdün ekonomisi otuz yılı aşkın bir süredir yani IMF reform programlarından bu yana hükümetler ötesidir. Kötüden daha kötüye doğru bir düşüştedir. Nüfusun dörtte biri yoksuldur, işsizlik yüzde 50’ye ulaştı. Uğursuz IMF rakamlarına göre, bu yıl borç 50 milyara yükseldi. Ekonomik büyüme negatif, bu yıl yüzde 2 olması bekleniyor.

3-       2022 bütçesi, 1,7 milyar dinar açık veriyor. Hükümet, yatırım projeleri için değil, faiz ve borç giderlerini ödemek ve bütçe açığını kapatmak için 7 milyar dolar borçlanmayı planlıyor.

4-       Ürdün hükümeti, siyasi amaçlardan dolayı borcun GSYH’ye oranının yüzde 85,7 olduğunu söylüyor, aslında gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 113’üne tekabül ediyor. Çünkü Sosyal Güvenlik Fonu’na olan yaklaşık 7 milyar dolarlık borcu saymıyor. Bu, halkın Sosyal Güvenlik Fonu’na yatırdığı paralardır. IMF de bu borç hırsızlığının içerisindedir.

5-       IMF ve Fitch, hükümetin vergi kaçakçılığıyla mücadelesini, vergi ve gümrük idaresinin yeniden yapılandırılmasını, temel gıda maddelerine devlet desteğinin azaltılmasını, başka bir deyişle insanların ceplerinin boşaltılmasını ve yoksulluğun artmasını övüyor.

6-       Buna göre Maliye Bakanı, “IMF destekli zorlu yapısal reformların başarılı olacağını” nasıl söyleyebilir? Fitch Ratings, Ürdün’ün kredi notunu neden negatiften durağana yükseltti?

7-       Bu manipülasyon, Fitch’in kredi notu derecelendirmesinden, Ürdün ekonomisinin notunun yükseltilmesinden ve Maliye Bakanı’nın IMF reformlarına devam etmesinden ziyade Ürdün rejiminin, yeni bir 7 milyar dolarlık kredi borçlanmasıyla ancak açıklanabilir. Daha düşük faizle yeni kredi alınabilmesi için ekonomik derecelendirme imajının iyileştirilmesi ve borcun GSYH’ye oranının düşürülmesi gerekmektedir. Ürdün’ü borca boğulması, sonunda iflas ettirilmesi ve halkın sömürgeci kâfir Batıya ipotek edilmesi amaçlanıyor. Gitse de kalsa da bu borcu kimin ödeyeceği rejimin umurunda değil.

Ey İnsanlar! Ey onurlu ümmet! Ürdün, İslam ümmetinin bir parçasıdır ve ümmetin tükenmez zenginliği, kamu malıdır, iktidardaki rejimlerin malı değildir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ فِي الْكَلَإِ وَالْمَاءِ وَالنَّارِ “Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Mera, su ve ateş”Yöneticilerin hortumladığı ve müstemleke kafirlere peşkeş çektikleri bu mülkten istifade edebilmek amacıyla Raşidi Hilafet Devletini kurmak için çalışmak kaçınılmazdır. Hilafet, İslam’daki ekonomik sistemin uygulanması için çalışacaktır. Sömürgeciye ne tefeci parası ne de kat kat faiz ödemeyecektir. İşsizliği ve yoksulluğu ortadan kaldıracak, açgözlü sömürgeci ülkelerin Müslüman ülkelerdeki yatırımlarına izin vermeyecektir. Aksine Müslümanların Halifesi her dirhemi şeri hükümlere göre harcayacaktır. Ekonomik sorun, üretimde değil servet dağılımındadır. Allah, ülkemize büyük bir zenginlik bahşetmiştir. Onun için ey Müslümanlar! Sizi Raşidi Hilafet Devletinin kurulması için çalışmaya çağırıyoruz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِنْ كُنتُمْ مُؤْمِنِينَ * فَإِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin. Şayet yapmazsanız, Allah ve Rasûlü tarafından açılan savaştan haberiniz olsun.” ^{[Bakara 278-279]}