حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2022–MB–TR–20 |
H. 10 Muharrem 1444 M. Pazartesi, 08 Ağustos 2022 |
Kamu Sektörünün Modernizasyonu, İnsanların Çıkarlarını Yönetemeyen ve İşlerini Güdemeyen Laik Yönetim Sisteminde Başarısız Olmaya Mahkûmdur
Başbakan Dr. Bişr el-Hasavne, 6 aylık bir çalışmanın ardından 97 devlet dairesi ve kurumunun durumunu değerlendirmek için çalışan Kamu Sektörü Modernizasyon Komitesi’nin sonuçlarını açıkladı. Başbakan, 2022’den 2024’e kadarki dönemde bakanlar ve devlet dairelerinin birleştirileceğini belirtti. Bu bileşenlerin özü itibariyle kamu sektöründe çalışanlara hizmet odaklı olduğunu, ekonomik modernizasyon vizyonu ve siyasi modernizasyon sisteminin çıktıları ile uyumlu olduğunu sözlerine ekledi. Yol haritası programının ilk aşamasının 2025 yılında sona ereceğini, programın etkisinin yılsonunda değerlendirileceğini, ardından ikinci aşamasının tasarlanacağını vurguladı.
Ürdün’de ardışık hükümetlerin, 1999’dan beri sözde kamu sektörünü gelişim planı ve inisiyatifi kamuoyunda hayal kırıklığı yarattı. Çeşitli bağımsız kurulların yanı sıra 12’den fazla plan yapıldı. Bazı plan ve stratejiler, başarısızlıkları nedeniyle önceki hükümetler tarafından rafa kaldırıldı ve sonraki hükümetler tarafından olgunlaşmadan iptal edildi. Bu tür hükümetler, ümmetin en büyük felaketindendir. Geliştirme çalışması amacıyla 2006 yılında Kamu Sektörünü Geliştirme Bakanlığı kuruldu. Daha sonra hükümet, geçmiş yıllarda 21 bakanın liderlik ettiği bu bakanlığı 12 yıldan fazla bir sürenin ardından 2019’da kaldırdı. Söz konusu bakanlığın kayda değer hiçbir başarısı yok. Kamu sektörü hala bireyler ve yatırım grupları düzeyinde kötü yönetim, düşük verimlilik ve nefret ettirici bürokrasiden mustarip. Bunun en iyi kanıtı, bu yeni plandır. İlk aşamasının tamamlanması yıllar alacak, 2025’de bitecek. Sonraki program da 2028’de sona erecek. Verimli bir kamu sektörüne ulaşmak için son program da 10 yıl sonra yürürlüğe girecek.
Bu teorik çalışmaları ve planları, kamu sektörünün performansında hiçbir iyileşme sağlamadı, sağlamayacak. Devlet hazinesine sadece bir yüktür. Bakan ve komisyon üyelerinin maaşları, bakanlıklar ve kurumların kurulması, yeniden yapılandırılması gibi tüm masraflar hazineden karşılanıyor. Çünkü sözde yürütme yetkisi, tek bir mercide değildir. Kamu sektörünü yönetmekle görevlendirilen hükümetler, politik yönetişim sistemini hoşnut etmek çabasındalar ve istikrarı için çalışırlar. Dolayısıyla bu hükümetlerin kamu istihdamında politikaları yeterlilik değil sadakattir, kralın talimatlarına gerçekleştirmek için rekabettir. Hükümetler, kamudaki başarı veya başarısızlıktan ya da bakanlara ve komitelere harcanan ve dağıtılan paralardan sorumlu değillerdir. Aksine gelir ve vergi tahsil yöntemleriyle övünürler. Bu konuda birbirini izleyen hükümetler arasında rekabet vardır.
Kamuoyunun yaşadığı sorunlar ortada. Gevşeklik, idari zafiyet, performans düşüklüğü, yetersizlik, karmaşıklık ve insanların çıkarlarının savsaklanması bu sorunlardan bazılarıdır. Bu sorunlar sonucunda masum insanlar, Salt Hastanesi, Ölü Deniz ve Akabe limanındaki kazalarda hayatını kaybettiler. Ayrıca sağlık ve eğitim sektöründe ve üniversitelerde kargaşa söz konusu. İşsizlik ve vergiler başını almış gidiyor. Tüm bunlar, kamu sektörünün modernizasyon planları veya idari reformundan ziyade radikal bir çözüm ve insanların çıkarlarının idare edildiği temellerin kapsamlı bir değişimini gerektirir.
İslam’da yönetim, bakanlıklar ve bakanlar kurulu aracılığıyla değildir. Günümüz insan yapımı yönetim sistemlerinde bakanlıklar, yetki ve bütçe bağımsızlığına sahiptir. Yetkileri arttırılabilir veya azaltılabilir. Bir bakanlıktan diğer bir bakanlığa aktarım, birçok uzun prosedür gerektirir. Bu da insanların çıkarlarının çözümünde komplikasyonlara neden oluyor. İnsanların çıkarlarını tek bir idari organ kapsamında gütmek yerine birkaç bakanlık aynı çıkarla meşguldür.
İnsanlar, mevcut sistemin kötü yönetiminden kaynaklı çok acılar çektiler. Bizim davet ettiğimiz İslam Hilafet Devletinin yönetim politikası, basitlik, yeterlilik ve hızlılık olarak özetlenebilir. Bu politika, çıkarlar gerçeğinden alınmıştır. Çünkü çıkar sahibi, çıkarının hızlı ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesini ister. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إِنَّ اللَّهَ كَتَبَ الْإِحْسَانَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ، فَإِذَا قَتَلْتُمْ فَأَحْسِنُوا الْقِتْلَةَ، وَإِذَا ذَبَحْتُمْ فَأَحْسِنُوا الذَّبْحَ “Allah her şeyde ihsanı emretmiştir. O halde öldürdüğünüz zaman bile güzel öldürün. Havyan kurban edeceğiniz zaman bunu güzel yapın.”[Müslim]
Bu, idareye kusurların sızmasını önleyen idari sistemler geliştirilmesini gerektirir. Bu yüzden idari organ için bir sistem, yönetim tarzı için bir sistem, çalışanlar için bir sistem ve halkın yönetim ve çalışanlarla ilişkileri için bir sistem geliştirilmelidir. Bu sistemler, devlet çalışanlarının halkın hizmetinde olmasını, mezhepleri ve türlerine bakmaksızın idari aygıtta nitelikli kişilerin istihdam edilmesini sağlar. Yönetim üslubunun gelişmesini güvence altına alır ve üstlerin astlarına zorbalığını önler. Ayrıca memurların halka zulmetmesini engeller, çıkarların en hızlı ve en az çabayla yerine getirilmesini temin eder.
Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Müslümanların çıkarlarını yönetiyor, idari sorunlarını kolayca çözüyor, bu konuda bazı sahabeden yardım alıyordu. Halkın maslahatları bir organdır, organın başkanlığını halife üstlenir veya yeterliliğe sahip bir müdür tayin edilir. Biz, halifenin yükünü hafifletmek için özellikle de çıkarların dallanıp çoğalması nedeniyle bunu benimsiyoruz. Böylece, halkın maslahatları için bir organ olacaktır. Yeterlilik sahibi bir müdür, tebaanın hayatını kolaylaştıran üslup ve araçlar ile bu organın idaresini üstlenecek, gerekli hizmetleri sorunsuz, kolay ve rahat bir şekilde sağlayacaktır.
Maslahatlar yönetiminin dayandığı temellerin netliği ve insanların işlerinin İslam Devletinde Halifenin uyguladığı İslam hükümlerine göre güdülmesi, maslahatların yönetimini sabit bir model haline getirir, değişime gerek duymaz. İstikrar ve kalıcılık sağlar. Bunu, insan yapımı yönetim sisteminin amaçlarından ve dış politikaya bakışından ayrılamayan laik hükümetler başaramazlar. İnsan yapımı yönetim sisteminin kamu sektörü yönetimi, Uluslararası Para Fonu’nun sömürgeci programları, açgözlü ülkelerin çıkarları ve Yahudi varlığı ile yapılan anlaşmalar ile uyumlu ve orantılıdır. Bu yüzden barajlar, Yahudi varlığından su satın almayı haklı çıkarmak için boşaltıldı. Veya bu varlığı demiryolu projeleri ile Körfez ülkelerine bağlamak için projeler veya niyet anlaşması yapıldı. Ekonomik hâkimiyeti için Ürdün kapıları Yahudi varlığına ardına kadar açıldı!
İslam’daki yönetim sisteminin şekli, yani Hilafet, ister dayandığı temel, ister insanların işlerinin güdüldüğü fikirler, mefhumlar, ölçüler ve hükümler, ister uygulamaya konulan anayasa ve kanunlar isterse İslam Devletinin şekli açısından dünyadaki bilinen tüm yönetim biçimlerinden farklıdır. Hilafet Devleti, idari organ üslubu ve tebaanın çıkarlarını yerine getirme konusunda tarihsel en parlak örnekler ile doludur. Çünkü Halife, insanların işlerini gütmenin ve çıkarlarını yerine getirmenin ne anlama geldiğini biliyor. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَا مِنْ عَبْدٍ يَسْتَرْعِيهِ اللهُ رَعِيَّةً، يَمُوتُ يَوْمَ يَمُوتُ، وَهُوَ غَاشٌّ لِرَعِيَّتِهِ، إِلَّا حَرَّمَ اللهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ “Allah bir halkın başına getirip de, öldüğü gün tebaasını aldatmış olarak ölen hiç bir kul yoktur ki, Allah ona cenneti haram etmesin”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |