حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RD–BA–2024–MB–TR–03 |
H. 11 Raceb 1445 M. Salı, 23 Ocak 2024 |
Sömürgecilik Bütçesi ve 60 Milyar Dolarlık Banka Mevduatı, Ekonominin Çarkını Törpülemektedir, Allah’a ve Rasûlüne Karşı Savaş İlanıdır!
Merkez Bankası, banka mevduatlarının geçen Kasım ayı sonunda 43.292 milyar dinara ulaştığını, 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 2,8 oranında arttığını, Ürdün bankalarından kredi alan kişi sayısının yaklaşık 1,2 milyon kişi olarak tahmin edildiğini, bireylerin bankalara olan borçlarının 17 milyar doları aştığını, Amman Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören bankaların karının, 2023’ün ilk altı ayında geçen yıla göre yüzde 37,1 artışla yaklaşık 815,8 milyon dinar (1,2 milyar dolar) olarak gerçekleştiğini söyledi.
Hükümetin Temsilciler Meclisi’ne sunmuş olduğu 2024 bütçesinin önceki bütçelerden hiçbir farkı yok. Artan borçlar, işsizlik, fahiş faiz oranları ve yavaşlayan ekonomik büyüme, ülkeyi yıldan yıla etkileyen derin ekonomik krizle orantılı değil. 2024 bütçesi, devletin işlerini günlük olarak yürütmesi için vergi gelirlerine, kredilere ve faiz borçlarına dayalı bir bütçedir. Ürdün rejiminin güvenliğini ve istikrarını koruyan devlet kurumlarına devasa fon ayrıldı, örneğin savunmaya iki milyar dinarı aşan bir bütçe tahsis edildi.
Kuruluşundan bu yana Ürdün rejimi ve hükümeti, Ürdün halkının yaşadığı sıkıntı ve sefaleti, kötüleşen ekonomik koşulları zerre kadar umursamıyor. Tek umursadığı, Amerikan uydusu sömürgeci IMF’nin programları, reçeteleri ve 1950’lerin başından bu yana aldığı Amerikan yardımlarıdır. Bu yardımlar karşılığında ABD, sadakat ve siyasi itaat talep etmekte, ülkede askeri üsler ve ABD çıkarları için ittifaklar kurmaktadır. Amerika-Ürdün ortak savunma anlaşması gereği Gazze savaşında Yahudi varlığına askeri malzeme tedarik etmesi, bu askeri hizmetler arasında yer almaktadır.
2024 bütçesine göre, 2023 yılı kamu borcundaki net artışın 2.324 milyar dinara ulaşması olasıdır. Giderek daha da yavaşlayan ekonomik büyümenin ışığında -tabii kayda değer bir ekonomik büyüme ve yatırımlar varsa- devlet ve bireylerin faiz borçları astronomik boyutlara ulaşmıştır. Geçen yılın ekim ayı sonu itibarıyla toplam kamu borcu, 41 milyar 157 milyar dinar olarak gerçekleşti. Bu, gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 114,2’sini oluşturuyor. Bazı tahminlere göre kamu borcunu ikiye katlayan askeri ve iç borçlardan bahsetmiyoruz bile. Yeniden değerlendirilen 2023 yılı tahminlerinden sonra kamu borç servisi yani haram olan faiz tutarı, 1 milyar 703 milyon dinara yükselmiştir. 2024 yılı borç servisi tahsislerinin 278 milyon dinar artışla toplam tutarın 1.980 milyon dinara (2,8 milyar dolar) ulaşması bekleniyor. Bu, GSYİH’nın yüzde 5’inden fazlasına tekabül etmektedir. Bu, borcun anaparası hariç devletin ödediği haram faiz oranıdır.
Ümmetin bazı bireylerinin (1,2 milyon kişi), devlet gibi, bankalardan ve tefeci finans kuruluşlarından haram kredi alması büyük bir talihsizliktir ve kabul edilemez bir durumdur. Bireylerin faize dayalı bankalara olan kredilerinin, 11,8 milyar dinara (17 milyar dolar) ulaştı. Amman Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören bankaların karı, 2023’ün ilk altı ayında yaklaşık 815,8 milyon dinar (1,2 milyar dolar) olarak gerçekleşti. Karlarının büyük bir kısmı, haram faizden, borçlarını ödemede temerrüde düşenlerin gayrimenkul ve mallarının satışından kaynaklanıyor. Bu kimseler, borçluların büyük bir yüzdesini oluşturuyor.
Hükümet, son zamanlarda zayıfların servetini kontrol eden zorba kapitalist ekonomik düşünce fonundan Ürdün Sermaye ve Yatırım Fonu’nu destekledi. Buna göre fona 275 milyon dinar (388 milyon $) tutarında sermaye taahhüdünde bulundu. Fon, 16 Ürdün bankasından oluşuyor. Fon, eğitim teknolojisi, paketleme ve ilaç endüstrilerindeki yatırımları dikkate alarak öncelikle gıda ve tarım sektörüne odaklanacak ve ekonomik vizyonun modernleştirilmesiyle uyumlu olduğu belirtildi. Fon, kamu yararına olan projelerin gizlice özelleştirilmesi gibi üretimden ziyade tüketim açısından verimli projelerde gelirleri bankalara ait olan özel bir yatırımdır. Sosyal Güvenlik Fonu’nun yani insanların parasının bu kapsamın dışında tutulduğu söyleniyor.
Kapitalist ekonomik sistem kısırdır, adaletsizdir, en basit servet dağılımı ilkelerinden yoksundur. Hal böyleyken rejimin, onu ekonomik yozlaşmayı pekiştirmek, yönetici elit yararına ekonomik krizi derinleştirmek için kullandığını görüyoruz. Ayrıca rejim IMF, Dünya Bankası ve Amerika’nın suç ortağıdır.
1- Ürdün’deki ve tüm Müslüman ülkelerdeki ekonomik sorunlar öncelikle siyasi bir sorundur. Amerika ve İngiltere öncülüğünde ülkemizde nüfuz ve zenginlik için mücadele eden sömürge ülkelerine bağımlılıkla ilintilidir. Bu ülkeler, yönetim sistemlerine, Yahudi varlığının siyasi ve güvenlik olarak istikrara kavuşturulması, yerel ve bölgesel ekonomik projelere ekonomik olarak entegrasyonu da dahil olmak üzere sömürgeci çıkarlarını gerçekleştirme görevlerine tevdi etmişlerdir. Rejimin, Gazze halkını desteklememesi, Yahudiler ile savaş için ordularını seferber etmemesi, Filistin meselesini tasfiye etmek için Amerikan-Avrupa projesine angaje olması -ki artık iddialarına göre iki devletli çözüm mümkün değildir- ve Yahudi varlığının temellerinin istikrara kavuşturulması, bütün bunlar rejimin ödediği bedelin sadece bir kısmıdır. Yozlaşmış ekonomik projelere, yıkıcı borçlara ve çıkış yolu olmayan krizlere göre hareket etmesinin bir bedelidir.
2- Tefeci bankacılık sistemi, kapitalist ekonominin baş belasıdır. Bu sayede bankalar, mevduat adı altında insanların paralarını toplayıp sermaye ve iş sahiplerine peşkeş çekmektedirler. Dolayısıyla insanların parası, küçük bir grup arasında dolaşmaktadır. Faizli kredi sistemi büyük bir ekonomik sorun teşkil etmektedir. İslam, devlete ve bireylere faizi yasaklamıştır. Tefecilikle uğraşan ümmetin çocuklarını derhal bu muameleyi bırakmaya ve şeri hükümlere uymaya çağırıyoruz. Bu iradeleri dahilindedir.
Kredi işlemlerinizle Allah ve Rasûlüne savaş ilan etmişken, Gazze halkına yardım etmesi için Allah’a yaptığınız duaya Allah nasıl icabet edebilir? İnsanların bankalara yatırdıkları vadeli mevduatlar ve krediler, Allah’a ve Rasûlü’ne karşı savaş ilanıyla eşdeğerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
فَإِن لَّمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِّنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِن تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ“Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.” [Bakara 279] Ayrıca krediler, yozlaşmış kapitalist sistemin bir parçasıdır. Kapitalizm, parayı ekonominin çarkını döndüren projelerde kullanmak yerine zenginler arasında dolaştırmaktadır. Devlet yatırım için bazı engeller koymuştur. Vergiler, harçlar ve para cezaları gibi...
Devletin, Şeriat tarafından gelir ve giderlerinin belirlendiği ve Allah’ın lütfuyla bol miktarda bulunan kendi öz kaynaklarına dayanması, uluslararası yardımları ve banka kredilerini reddetmesi, onu kendi siyasi kararında söz sahibi yapacaktır. Böylece tebaanın işlerini gütmesi ve temel ihtiyaçlarını karşılaması için yeterli parayı sağlayacak verimli projelere harcayacaktır. İslam ekonomik sistemi, bugünlerde yıkılışının 103. yıldönümüne gireceğimiz Hilafet Devletinde uygulanmadığı sürece meyvesini vermeyecektir.
Ey Müslümanlar! Sizi Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak, yoksulluktan, açlıktan, işsizlikten, zenginliklerinizin sömürülmesinden kurtulmak için çalışmaya davet ediyoruz.
وَمَنْ يَتَّقِ اللهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاً * وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً“Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” [Talak 2-3]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |