Ürdün rejimi, Allahu Subhânehu'nun, Resulünün ve Müslümanların düşmanı, Filistin ve Lübnan'daki kadınların ve çocukların katili, "Yahudi varlığının" Devlet Başkanı mücrim Peres'i kabul ediyor. Nitekim kendisinin temsil ettiği varlığın durumunda olduğu gibi en iğrenç cürümler onun tarihinde ve hayatında yapılmıştır. Buna rağmen Ürdün rejimi, sanki El-Aksa'yı koruma anlaşması imzalayan ve bu anlaşmanın ardından bizzat rejimin başını el-Aksa'nın hizmetçisi olarak adlandıran bu rejim değilmiş gibi daha Yahudilerin Mescid-il Aksa'daki Müslümanlara yönelik saldırılarının üzerinden birkaç gün bile geçmemişken memnuniyetle karşılamakla, Yahudilerin çıkarlarına hizmet ettiğimi ve bölgede doğal bir varlık olsun diye pazarlama rolü oynadığımı teyit ediyorum demek istemektedir.

Peres'in, toprakları şehitlerin kanlarıyla sulanmış bir beldenin onurlu topraklarının olduğu Mute ve Yermuk topraklarında karşı çıkılmaksızın kabul edilmesi, büyük bir utanç ve Yahudilere ve kafir Batı'ya hizmet etmekten başka bir derdi olmayan bu rejimin cürümlerine eklenen iğrenç bir cürümdür. Bununla birlikte bu rejim, Yahudi varlığını pazarlamaya ve onun propagandasını yapmaya çalışsa da Müslümanların kalplerindeki İslam akidesi canlı kaldığı sürece Müslümanlar ile Yahudi varlığı ve kafir Batı arasındaki düşmanlık kalmaya devam edecektir.   Dolayısıyla onların tüm girişimler, ölü denizde toplanan balıkları eğitmeye çalışan biri gibidir.

وَمَكْرُ أُولَئِكَ هُوَ يَبُورُ "Onların tuzakları, boşa çıkıp bozulur." ^{[Fatır 10]}