Ürdün rejiminin daveti üzerine Allah ve Rasûlü ve müminler düşmanı, Müslümanlar katili Şimon Peres, Dünya Ekonomi Forumu’na katılmak için Ölü Deniz’in Ürdün yakasında bulunuyor. Ürdün rejimi, ülkenin servetini talan etmek ve halkı yoksullaştırmak için ülkenin kapılarını açgözlü kapitalistlere açıyor. Eş zamanlı olarak Kadı-ül Kudat [baş yargıç] Ahmed Helil, Evkaf Bakanı Hayel Davud ile birlikte Yahudi varlığı ile ilişkileri normalleştirme adımı olarak Beytüllahim’de düzenlenen Kudüs’e destek konferansına katıldılar. Ziyaretten ziyade onlar, Ribat topraklarını Şimon Peres’e açmanın haram, kırmızı halılarla onu karşılamanın büyük bir suç olduğunu dile getirmeleri gerekiyordu. Kendilerine yakışan davranış, azılı Yahudi düşmanını ülkeye davet edenleri muhasebe etmek ve Mescidi Aksa’yı Yahudi pisliğinden temizlemek için orduları seferber etmekti. Onlarla birlikte Kudüs’e Destek Konferansı’na resmi temsilciler, Türkiye, Sudan, Rusya ve Tunus’tan önemli şahsiyetler ve İKT temsilcisi de katıldı. Konferansta tavsiye kararları alındı. Kapanış bildirgesinin ardından konferansa katılan temsilciler ve şahsiyetler, Yahudi varlığının süngüsü ve izni ile Filistin’i ziyaret ettiler. Bu tavsiye kararları, aslında Kudüs ve halkına, Mescidi Aksa’ya hatta tüm Filistin’e karşı gizli işbirliğini yansıtmaktadır. Ve siyasi rejimlerin, Yahudi varlığına ilişkin tutumları ile birebir örtüşmektedir. Konferansa katılım, çeşitli başlıklar altında Yahudiler ile ilişkileri normalleştirme olgusuna meşruiyet kazandırma konuşunda otorite âlimlerinin saptırıcı rolünü daha da pekiştirdi. Tavsiye kararlarının görünüşü iyimser, içeriği ise Yahudiler ile ilişkileri normalleştirmekten yanadır. İnsanlara Filistin’in mevcut statüsünü kabul etmeyi, Kudüs ve Mescidi Aksa’nın Yahudi otoritesi altında kalmasını telkin ediyor.

Mescidi Aksa’daki Müslümanlar ve tüm Filistin, bunun farkındadır ve bu yüzden bu kirli planı şiddetle reddettiler. Bunu da Evkaf Bakanı ve Kadı-ül Kudat’ın Mescidi Aksa ziyaretini protesto ederek eyleme döktüler. Türkiye ve diğer rejimlerin vesayeti kapma girişimi ve rekabetlerine karşın Ürdünlü bu iki yetkili, Mescidi Aksa üzerindeki Ürdün vesayetini bu ziyaretleriyle perçinlemek istediler.

Kudüs ve Mescidi Aksa halkı, ümmetin nabzı oldular. Bakan ve beraberindekilere hak sözü haykırdılar. Bundan önce Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’na da aynısını yaptılar. Kudüs ve Aksa’yı kurtarmak, tertemiz kanları, değerli ve pahalı her şeyi Allah yolunda feda edecek Müslüman orduları gerektirir. Kudüs ve Aksa, Yahudi varlığı ile ilişkileri normalleştirmek isteyenleri asla hoş karşılamaz dediler. Bunun üzerine Kadı-ül Kudat ve Evkaf Bakanı’nın korumaları, Mescidi Aksa’nın saygınlığını ayaklar altına alarak bu ziyareti protesto eden yaşlı birini darp ettiler. Bu darp olayı ile cemaati ajite ettiler ve Mescidi Aksa’da kaos çıkarmak ve ilahi zata küfretmek isteyen karanlık güçlere kapı araladılar.

Biz, herkesçe bilinen şeyleri tekrar teyit ediyoruz ki, Hizb-ut Tahrir, yaptığı eylem ve aktiviteleri açıkça ve cesurca ilan etmekten asla çekinmez. Doğru sözlüdür. Onun bu dürüstlüğü yaptığı bir eylemi reddetmek ya da inkâr etmeye olanak vermez. Hizb-ut Tahrir / Filistin Medya Bürosu tarafından yapılan açıklamada, Bakan ve baş yargıca saldırmak, Mescidi Aksa’da karşı karşıya gelmek, Hizbin resmi eylemi değildir ve böyle bir eylem yapılacağını da kamuoyuna ilan etmedi. Bununla beraber Hizb, zalim ve ilişkileri normalleştirmek isteyenler karşısında hakkı haykıranları veya haykırmış olanları da asla kınamaz denildi. 

Evkaf Bakanı ve baş yargıç sussunlar da Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya tövbe etsinler. Yahudiler ile ilişkileri normalleştirme ve Şimon Peres’in kutsal Ribat topraklarını ziyaretine sessiz kalmak cürmünden dolayı Allah’tan mağfiret dilesinler. Böyle yapacakları yerde onlar, Hizb-ut Tahrir’e karşı aynı iftiraları ve suçlamaları tekrarlayıp duruyorlar. Hizb, tüm bu iftiralardan beridir. O iftiraların zerresi bile onda yoktur.

وَاتَّقُواْ يَوْمًا تُرْجَعُونَ فِيهِ إِلَى اللّهِ “Öyle bir günden korkunuz ki, o gün Allah’a döndürüleceksiniz.” ^{[Bakara 281]}

Ey Müslümanlar! İçtenlikle ve samimiyetle size temin ederiz ki, kurtarılmak için Mescidi Aksa akın akın gelen Müslüman orduları dört gözle bekliyor. İlişkileri normalleştirmek için birbirleriyle yarışan hatipleri değil. Hakkı haykıran âlimleri bekliyor... Batılın safında yer alan ve ona davet edenleri değil. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti, zalimlerin zulmünden, hainlerin ihanetinden ve münafıkların eziyetinden sizi kurtaracaktır. Hilafet Devletinde Rabbinizin rızası vardır. İzzetinizin kaynağıdır. Bu yüzden onun için çalışanlarla çalışın ki Hilafeti kurma şerefine nail olasınız ve Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın izniyle Naim cennetine erişesiniz.