وَعَنَتِ الْوُجُوهُ لِلْحَيِّ الْقَيُّومِ وَقَدْ خَابَ مَنْ حَمَلَ ظُلْمًا وَمَن يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا يَخَافُ ظُلْمًا وَلَا هَضْمًا

“Bütün yüzler, diri ve her şeye hâkim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur. Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.” ^{[Taha 111-112]}

İkinci kez Ürdün Devlet Güvenlik Mahkemesi, 10 Ağustos 2015 Pazartesi günü, Muhammed Hitap el-Ömeri’nin [Ebu İyad] kefaletle serbest bırakılmasını reddetti. El-Ömeri aslında, İslam’ın hükümlerini göre suç işlemiş, ülke ve halkı da helake sürüklemiş değil. Ülke ve insanları mahvedenler, yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar, Yahudiler ve sömürgeci şirketlere ümmetin kaynaklarını peşkeş çekenler, ülkenin dört bir tarafında elini kolunu sallayarak serbestçe dolaşıyor. Yargı ve savcılığın gözleri önünde bu kimselere resmi görevler tevdi ediliyor.

Ey Müslümanlar! Ey onurlu insanlar! Ey yargıç ve avukatlar! Ey basın mensupları ve kamu görevlileri! Muhammed Hitap el-Ömeri’nin el-Cubeyha bölgesindeki et-Telavi caminde yaptığı ve Mescidi Aksa’yı kirletenleri kızdıran ve konuşmanın ardından caminin içinden gözaltına alınan konuşmanın metnini sizlere sunuyoruz.

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Hamd Allah’a mahsustur. Salat ve Selam eşrefi mahlûkat ve onun yoluna uyanlar üzerine olsun. Şöyle buyuran Allah’a hamd olsun:

أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللّهِ لاَ يَسْتَوُونَ عِندَ اللّهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ“Siz hacılara su vermeyi ve Mescidi Haramı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihat edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Hâlbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” ^{[Tevbe 19]}

Mescidi Aksa şiddetli saldırı altında iken ve Yahudi teröristler tarafından kirletilirken Ürdün rejimi, sadece kınama ile yetiniyor. Hâlbuki Mescidi Aksa’nın vesayeti ona aittir. Mescidi Aksa saldırıya maruz kalırken Ürdün rejimi, halı sermek ve duvarları boyamakla yetinmektedir. Bu haliyle tıpkı Mescidi Aksa’ya destek için insanlardan bağış toplamaya çağıran vaizlere benziyor. Bu sorunun gerçek çözümüne -ki kurtarmak için orduları seferber etmektir- pek aldırış etmiyor. Camileri imar etmek ile oraları kurtarmak için cihat etmek hiç kuşkusuz Allah katında bir değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُم مِّنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُم “Onları yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın.” ^{[Bakara 191]}

Ürdün rejimi, daha iyi olanı daha adi olan ile değiştirdi. Cihat ve orduları seferber etmek yerine halı sermek, imar ve restorasyon çalışmaları ile meşgul olmaktadır.