Rusya ve Ürdün Dışişleri Bakanları, Suriye’de hava güçleri de dâhil olmak üzere dün iki ülke ordularının aralarında koordine etme konusunda bir anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Lavrov, Viyana’da Ürdün mevkidaşı Nasır Cudeh ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Suriye’deki eylemlerini Amman’daki özel bir çalışma mekanizması üzerinden koordine edeceklerini söyledi. Lavrov, Rus ve Ürdün ordularının, iki lider Vladimir Putin ile Kral Abdullah arasında bu konuda sağlanan ilkesel anlaşmadan hareketle bu alanda eylemlerini koordine etme konusunda anlaştı dedi. Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Cudeh de yaptığı açıklamada, ülkesinin, Rus ve Ürdün orduları arasındaki koordinasyon mekanizmasının her renkteki teröristler ile mücadelede etkili olacağını umduğunu söyledi. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Dr. Muhammed el-Mümini de düzenlenen basın toplantısında, Ürdün ve Rus orduları arasındaki koordinasyon mekanizmasının Ürdün’ün kuzey sınırlarının güvenliğini sağlamak ve Suriye’nin güneyindeki durumu stabilize etmek dahil Suriye’nin güneyindeki koşullar ile ilgili olacağını ifade etti. Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti olarak biz, bu olay karşısında şunu söylemek isteriz:

Ürdün rejimi, bir yıl önce terörle mücadele bahanesiyle birçok yerde Müslüman çocukları katleden ve elini kana bulayan Amerika öncülüğündeki Batılı Haçlı koalisyonuna katıldı. Ülkenin ihlalinde Amerika’ya her türlü kolaylığı sağladı. Ülkeyi Suriyeli Müslümanlara karşı komplo yuvası haline getirdi. Suriye halkı ve ümmetin kalkınma projesini barındıran devrime karşı ülkeyi kirli istihbarat ve askeri operasyonların merkezi yaptı. Fransız ve İngilizlerin Ribat topraklarında askeri üs kurmalarına izin verdi. Birçok haçlı ülkesine ait Haçlı ordularının ülkeye girişine ve bu kutsal topraklarda askeri üsler kurmalarına olanak tanıdı. İşte tüm bu günahlarına yeni bir günah daha ekliyor. Aynı bahane ve gerekçelerle Amman’da Rus kuvvetlerine ait askeri koordinasyon merkezi kuruyor.

Ey Müslümanlar! Rusya, Kırım, Kafkasya, Afganistan, Rusya ve Asya’daki diğer Müslüman ülkelerdeki Müslümanlara karşı uzun bir sabıka kaydına sahiptir. Rusya, Müslümanlara zulmeden Özbekistan tiranı Yahudi Kerimov’a da destek oluyor. Yine Şam tiranı Beşşar’a da destek veriyor. Rusya, İslam ve Müslümanların düşmanı bir devlettir.

لَتَجِدَنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِّلَّذِينَ آمَنُواْ الْيَهُودَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُواْ “İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Yahudiler ile, şirk koşanları bulacaksın.” ^{[Maide 82]} Rusya’nın İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlığı aşikârdır. Müslümanlara karşı işlediği katliamlar tüyler ürperticidir. İşte Suriye’de işlediği katliamlar gözler önündedir. Çocuk, kadın ve yaşlı demeden katlediyor. Camileri, evleri ve pazarları füzeleriyle, savaş uçaklarıyla yerle bir ediyor. Yaralıyor, milyonlarca Suriyeli Müslümanı sürgün ediyor. Suriye’ye karşı savaş demek, doğrudan her yerde Müslümanlara karşı bir savaş demektir.

Ey Müslümanlar! Ürdün rejiminin misyonu, ümmetin ve İslam düşmanlarının plan ve projelerine göre hareket etmektir. Onların çıkarlarını güvence altına almak, İslam’a karşı kin kusmalarını sağlamaktır. Siyasi varlık altında Müslümanların kalkınmasına engel olmaktır. Ürdün rejimi, tüm dünya ülkelerinin suç ortağıdır. İslam temelinde ümmetin kalkınmasını önlemek istiyor. Onun bu misyonu, büyük küçük, sağır dilsiz, âlim cahil herkes için açık ve nettir. Onun İslam’a ve ümmete karşı giriştiği bu mücrim davranışının gerekçeleri, tiksindiricidir, kabul edilemez ve kınanması gerekir.

Ey Ürdün’deki Müslümanlar! Hizb-ut Tahrir, sizin rejimin eylemleri karşısındaki gerçek tavrınızın farkındadır. Rejimin bu davranışlarını onaylamıyor, kınıyor, nefret ediyorsunuz. Bu nefret ve öfke, ülke ve halkın kaynaklarını çarçur eden rejimin bu davranışına engel olmak için eyleme dökülmelidir. Koalisyon, anlaşma, dinin ve ümmetin düşmanları ile koordinasyondan çekilmesi için rejime baskı yapmalısınız. Zafer, hâkimiyet, izzete olan özlem ve beklentiniz, bu acı vakıadan kurtulma arzunuz, sizi, bu eylemleri ve sömürgeci Haçlı kuvvetlerinin kollarına atılmasına karşılık rejimi muhasebeye sevk etmelidir. Yapmazsanız, bilin ki rejim daha da pervasızlaşır ve geleceğinizle alay eder. Beklediğiniz gün Allah’ın izniyle çok yakındır. O gün tüm kâfir güçler ve dünya çapındaki zorbalar dehşete düşecektir. O gün münafık ve ajanlar kaybedecek zamanımız yok, hayal ve rüyada yaşamıyoruz diyeceklerdir.

وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ الْمؤْمِنِينَ
“Müminlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.” ^{[Rum 47]}