Ürdün rejiminin İçişleri Bakanlığı ve güvenlik güçleri, Allah ve Rasûlü, İslam ve Müslümanların düşmanlarının ortak çabalarıyla 13 Ağustos 2016 Cumartesi günü Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti’nin “Kiralık kalemlere ve zehirli fikirlere hayır”başlığı altında düzenleyeceği gösteriyi yasakladılar. Basın caddesindeki Düstur ve Ray gazetesi arasında kalan bölgede düzenlenmesi planlanan gösterinin saat 11’de başlayıp öğle namazına kadar sürmesi bekleniyordu. Gösteri, Haçlı seferlerine, laikliğe ve acımasız dinsizliğe meydan okumak amacıyla Hizb-ut Tahrir tarafından başlatılan “Allah’ın nurunu asla söndüremezler”kampanyası kapsamında düzenlenecekti. Allah ve Rasûlü düşmanı kâfir, zalim, karanlık, sömürgeci güçler ve onların uşakları, paralı askerleri siyasetçiler, yazarlar ve gazeteciler İslam’a savaş açtılar. Örneğin kindar siyasi yazar Nahit Hater, yazar Zeliha Ebu Rişha, Başbakan Yardımcısı ve eski Kraliyet Divanı Başkanı Mervan Maşer ve diğerleri, yerel ve bölgesel medya kuruluşları aracılığıyla İslam’a kin ve nefret kusuyorlar. Sömürgeci kâfir, Ürdün rejimi ve onun iğrenç yasaları da bu kindarlara koruma ve dokunulmazlık zırhı giydiriyorlar. Ümmetin onuru pahasına fikir ve ifade özgürlüğü adına ilahi zata hakaret ediyorlar. İslam’ın hükümlerine, fikirlerine, kavramlarına ve bayrağına dil uzatıyorlar, saldırarak alay ediyorlar. Hal böyleyken rejimin güvenlik güçleri de Hizb-ut Tahrir gençleri ve ümmetin diğer samimi evlatlarını gözaltına alıyorlar. Tek suçları, ümmetin kalkınma projesi olan Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin bayraktarlığını yapmak, Allah’ın dinini, hükümlerini, kavramlarını savunmak, kişisel kazanç ve hedeflerden uzak rejimi yasal olarak muhasebe etmektir.

 Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti olarak biz, İslam’a ve hükümlerine sistematik saldırı, günahkâr rejimin kiralık kalemlere işbirliği, samimi insanlara yapılan baskı, Allah’ın dinine yardım ve destek ifade eden tüm faaliyetleri yasaklama karşısında şunu belirtmek isteriz:

Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti, İslam ümmetin tek meşru siyasi varlığıdır. Hilafet, İslam’ın gerçek bekçisidir, İslam’ı âleme taşır. Hilafetsiz her zaman İslam, saldırı, alay ve tahrif girişimlerine maruz kalacaktır.

Ey Müslümanlar! Biz, Allah’ın huzurunda zimmeti temize çıkarmak için sizi Hilafeti kurma çalışmasına katılmaya davet ediyoruz. Çünkü vacibin ancak kendisiyle tamamlandığı şey de vaciptir.

Kuşkusuz Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, Allah’ın dinini savunanların başında gelmektedir. Yeniden Hilafet Devletini kurmak için ciddiyetle çalışmaktadır. Allah hakkında hiçbir kınayıcının kınaması, kindarın kini, zalimin zulmü onu bundan alıkoyamaz.

Rejim, kapitalist demokratik kâfir sistemini uyguluyor, İslam’ı hayattan dışlıyor, İslam’la alay edenleri hesaba çekmiyor, aksine samimi insanları gözaltına alıp cezaevlerine atıyor. İşte tüm bunlara karşılık rejimi politik olarak muhasebe etmemek, onu daha fazla kötülük işlemeye, Allah’ın dini ve ümmetle daha fazla alay etmeye, sömürgeci güçlerin projelerinde onu boğulmaya sevk edecektir. Sonuçta bu da İslam’ın hükümleri, fikirleri ve kavramlarının değişimine yol açacaktır. Bu nedenle haydi Allah’ın dinine destek için Allah’ı razı eden şeyler yapın.

وَقُلِ اعْمَلُوا فَسَيَرَى اللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ وَالْمُؤْمِنُونَ  “De ki: “Çalışın. Yaptıklarınızı Allah da, Rasûlü de, müminler de göreceklerdir.”^{[Tevbe 105]}