بسم الله الرحمن الرحيم
Nasihat ve Uyarı Avustralya Hükümeti, Cumartesi Günü Yaşananları Müslüman Nesle ve Gençlere Karşı Eskiden Beri Süregelen Planlarını Gerçekleştirmek İçin Kullanıyor
Batılı devletler, bir taraftan askeri işgal, tagut yöneticilere desteklemek, servetleri yağmalamak ve Müslümanlara tam bir egemenlik dayatmak yoluyla pençesini İslam dünyasına geçirmeye devam ederken diğer taraftan Batı'daki Müslüman gençleri, kendi kültürüne ve yaşam tarzına entegre etmek, ümmetlerinden ve meselelerinden koparmak, İslam dünyasındaki Batılı politikaları ve politikacıları sorgulamaktan uzaklaştırmak için politikalar ve projeler belirliyorlar.
Peş peşe gelen Avustralya hükümetleri, bu hedefleri gerçekleştirmek için yoğun bir şekilde çalışıyorlar, çaba ve para harcıyorlar ve ilişkiler kuruyorlar. Ancak onlar bunu asla başaramayacaklardır. Zira gençler samimi ve güçlü bir şekilde düzenledikleri kampanyalarla, dinlerinin, değerlerinin ve ümmetlerinin yanında yer almaktadırlar.
Ey Müslümanlar!
Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in hedef alınmasından dolayı Müslümanların damarlarındaki kanlarının kaynaması ve İslam düşmanlarına mesaj vermeleri gerçekten tabi olan bir durumdur. Hatta onlar, özellikle Şam olmak üzere kendilerine binlerce şehide mal olan tagutlara karşı ayaklanma ile meşgullerdir. Onlar mukaddesatlarının ve Resullerinin hedef alınmasına asla razı olmayacaklardır. Dolayısıyla dünyanın dört bir tarafını gösteriler ve protestolar sarmıştır.
Düşmanlarına misli ile cevap verecek ve Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i savunacak Müslümanların bir devletlerinin ve imamlarının olmadığı bir ortamda öfkeli kitlesel gösterilerde gerek şiddetli öfke gerekse bu eylemlere girişmeleri nedeni ile olsun birtakım meşru olmayan eylemlerin ve davranışların meydana gelmesi normaldir.
İşte Sidney'de Cumartesi günü yapılan gösteri böyle bir ortamda gerçekleşmiştir. Zira öfkeli gençler tarafından yapılan düzensiz bir gösteri olmuştur ve kızmak onların hakkıdır. Gerek bu öfke ve duygunun gerek kasıtlı eylemlerin gerek bazı polislerin göstericilere karşı ileri gitmesi gerekse tüm bunların sonucunda meşru olmayan sürtüşmeler yaşanmıştır. Nitekim farklı medya raporları bunu göstermektedir.
Avustralya hükümeti ve hükümetin karar organları, bu olayda dengesini kaybetmiştir. Dünyanın herhangi bir yerinde ve organize olmayan herhangi bir gösteride bir olay yaşandığında farklı birimleri ile İslami nesilleri bastırdılar, doğrudan olmasa da yaşananlardan onları sorumlu tuttular, korku saldılar ve kendisinin belirlediği tutumların alınmasını talep ettiler. Bu olayların şişirilmesindeki etkin araç ise medya olmuştur.
Ey Müslümanlar!
Avustralya hükümeti, Müslüman nesillerin arasına korku salmaya, onları birbirine kırdırmaya, gençleri tecrit etmeye ve onları hedef almaya çalışmaktadır.
Genç neslin duyguları, hatalı olsa ve onlar açıkta bırakılmış olsa dahi bu gerçekten tehlikeli bir durumdur ve vahim sonuçları vardır.
Ey Müslümanlar!
Muhlis alimlerin ve liderlerin görevi, Müslümanlara özellikle gençlere nasihat etmek, onları bilinçlendirmek, hatalarını düzeltmek, aralarında uyanıklığı ve ilmi yaymak, meşru olmayan eylemlerden veya tepkilerden sakındırmaktır. Tüm bunlar ise ancak karşılıklı güven ve saygı ortamında gerçekleşebilir.
Müslüman gençler, ümmetin en değerli varlığıdır, onlar dinlerinin ve ümmetlerinin sadık kahramanlarıdır, nusreti, devrimi ve değişimi gerçekleştirecek olanlar da onlardır. Dolayısıyla bu gençler göz bebeği gibi korunmalıdırlar. Zira onlar en değerli varlıktır, sermayedir.
Ey Müslümanlar!
Kafirler Mekke'de Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e fiil ve söylemle hakaret ettiler. Sahabe-i Kiram, güçlü imanlarına ve Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i çok sevmelerine rağmen ona eziyet edilmesine mani olamadılar. Ta ki Allah, Müslümanları kafirlere şeytanın vesvesesini unutturacak güçlü bir devletle şereflendirinceye kadar. İşte Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet Devleti'nin geri döneceğine dair müjdesinin gerçekleşmesi günden güne yakınlaşmaktadır. Allah'ın size farz kıldığı Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i savunma görevini yerine getirirken sizleri bu Hilafet'i kurmak için çalışanlarla birlikte çalışmaya çağırıyoruz.
وَالْعَصْرِ إِنَّ الْإِنْسَانَ لَفِي خُسْرٍ إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ "Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir.Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır." [Asr 1-3]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
H. 5 Zilka’de 1433
M. Cumartesi, 22 Eylül 2012