Abdullah ibn Ömer anlatıyor: Allah Rasulünü Kâbe’yi tavaf ederken gördüm. Şunları söylüyordu: مَا أَطْيَبَكِ وَأَطْيَبَ رِيحَكِ؛ أَعْظَمَكِ وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ، وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ، لَحُرْمَةُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ حُرْمَةً مِنْكِ، مَالِهِ، وَدَمِهِ، وَأَنْ نَظُنَّ بِهِ إِلَّا خَيْراً “Ey Kâbe! Sen ne güzelsin. Kokun ne hoştur. Sen ne yücesin. Sen ne kadar da saygıya lâyıksın. Muhammed’in hayatı elinde olan Allah’a yemin ederim ki; Allah katında mü’minin itibarı senin itibarından daha büyüktür, Onun malına, canına itibar etmek gerektiği gibi, onun hakkında sadece iyilik düşünmeniz gerekir.” ^{[İbn Mace]}

- Hasina rejimi, merhametsiz mermiler ve cinayetlerle Müslümanların kanının kutsallığını düzenli olarak ihlal ediyor.

- Hasina rejiminin, Sapla Chattar’daki toplu katliamı ve ‘yol güvenliği’ hareketi sırasındaki acımasız bastırması da dâhil olmak üzere imanlarından kaynaklanan haklarını talep eden halkı demir ve ateşle bastırdı.

- Camilerin kutsallığının ihlal edilmesi ve Hasina rejiminin Müslümanlara acımasız muamelesi ancak kasap Modi ve gaspçı Yahudi varlığı ile mukayese edilebilir.

- Sadece Hilafet bu yöneticileri cezalandıracak ve şehitlerin intikamını alacaktır. Öyleyse Hizb-ut Tahrir önderliğinde Hilafeti kurmak için birleşin.

Ey ordu içindeki samimi subaylar! Hasina rejimi halkı demir ve ateşle bastırıyor. Zulmünü hemen durdurmak sizin sorumluluğunuzdadır. Halkın yanında durun, bu rejimi kaldırmak ve Raşidi Hilafeti yeniden kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret (maddi destek) verin.